‘’Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır. Güçlü insanlar iyi zamanlar getirir. İyi zamanlar zayıf insanlar yaratır. Zayıf insanlar zor zamanlar getirir...’’
Amerikalı yazar Michael Hopf’un seneler önce yazdığı bu sözlerle bu ayki yazıma başlamamın sebebi, içinde bulunduğumuz Zor zamanların tam olarak bu tarife uymasıdır değerli Volt Gazetesi okurları.
Uzun zamandır yazılarımda istemeyerek dile getirdiğim ekonomik tablodaki gidişatın olası sıkıntılarını ne yazık ki diğer her sektör gibi elektrik sektörü bileşenleri olarak bizler de göğüslemeye başladık. 
Zor zamanlar, toplumsal ve bireysel davranışlarda bozulmaların en çok görüldüğü dönemlerdir. Biz sanayicilerin ve esnaflarımızın zor zamanlarını fırsat görerek bundan faydalanmaya çalışacak sahtekarlar da artacaktır ne yazık ki. Sözgelimi Sahtekar ve tamahkar arasında her zaman bir köprü vardır. Biri inanmaya diğeri aldatmaya açtır, aradaki farkı böyle zamanlar açığa çıkarır. Hülasa yoğurdu yeniden üfleyerek yemeyi hatırlatır kriz dönemleri. 
Aylardır sürekli artan işletme giderleri, zorlayan finansman maliyetleri, ekonomi yönetiminin sıkılaştırma politikaları arasında zorlanan sanayici ve esnafa bir de ek vergi düzenlemeleri ve mali incelemeler sonucu kesilen subjektif cezalar, tüm sektörümüze ağır yükler getirmiştir. Bu durumun gözle görülür diğer etkileri ise, yeniden başlayan konkordato süreçleri ve karşılıksız çek oranlarının yeniden artmasıdır. Bunlara bir de nakit satışların ve perakende tarafının zayıflamasını eklediğimde başlangıçta paylaştığım Zor zamanlar yazısının tanımında zannediyorum hepimiz hemfikiriz değerli okurlar. İnanır mısınız, esnafımız Cuma ve cumartesi akşamı rahat uyur oldu, hafta sonu banka kapalı diye…
Ülke tarihimiz ve sektörümüz geçmişte benzer zorlukları hafızasında tutuyor elbette. Geçmişte nasıl aştıysak bugün de aynı kollektif dayanışma ruhu ile aynı şekilde aşacağımıza inancım tamdır.
Mücadele ederek, Ata’mızdan emanet birlik ruhumuzu koruyarak, kışın sonu bahardır diyerek ve ticari tarafta sapla samanı ayırarak yeniden güzel günlere döneceğiz değerli Volt Gazetesi okurları.
Bugün başta biz sanayicilere düşen içinde bulunduğumuz koşullar ne olursa olsun özveriyle çalışmak ve şirketlerimizin temel değeri çalışanlarımızı koruyarak yola devam etmektir.
Unutmayalım ki geçmişteki çok derin krizlerin sonunda doğru karar veren ve duruş gösteren firmalarımız bugün sektörümüzün öncüleri konumundalar.
Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz büyük sanatçımız Genco Erkal’ı rahmetle anıyor;  Nazım Hikmet’in sesiyle can verdiği ve bugünlere en çok yakışan ‘’Yaşamaya dair’’ şiirinden dizelerle sizleri en içten duygularımla ve saygıyla selamlıyorum.
Diyelim ki hapisteyiz, 
Yaşımız da elliye yakın, 
Daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının. 
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
Duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya, 
“Yaşadım” diyebilmen için...