224kablo
Köşe Yazıları

YAVAŞLA..

Hayat hızla elimizden geri dönmemek üzere kayıp gidiyor. Adeta yaşamımız kum saatiyle yarışır halde. Günümüz dünyasında hızlı yaşamak zorundayız. Yaşadığımız kentler tüketime dayanan kendi kendisine yetmeyen yaşam alanlarına dönüştü. Kalabalıklaşan şehirlerde içinde sıkışan bizler Hep bir telaş içinde yaşıyoruz. Koşturmacanın içinde boğulmuş durumdayız. Aynı anda o kadar çok şey yapıyoruz ki. Artık her yerde ve hiç bir yerdeyiz. Hız bizi uyuşturuyor. Aslında bütün varlığımızla hiçbir yerde değiliz. Parça parça orada ve buradayız. Hızlandıkça zaman kazanmıyor, sadece parçalanıyoruz. Kendimizi bulmak için hayatın kendi ritmine geri dönmesine ihtiyacımız var. Çok önemli anları kaçırıyoruz ve ihmal ediyoruz. Çocuklarımızda büyümese yılların nasıl geçtiğini anlamayacağız.
Eşimize, çocuğumuza arkadaşlarımıza en önemlisi kendimize yeterince vakit ayırmıyoruz. Hep bir şeylerin arkasına sığınıyoruz. Hep yapacak çok işimiz olduğundan yakınıyoruz. Çok yoğunum sen hallet lafını eşimize ve çocuklarımıza kaç defa söylemişizdir. Hayatın akışı içinde kimleri ihmal ettiğimizi neleri kaçırdığımızı umursamayız bile. Nasılsınız dediklerinde cevabımız nasıl olalım koşturuyoruz işte oluyor. Dur bir nefes al nereye koşturuyorsun. Şairin dediği gibi. Ah kimlerin vakti yok,/durup ince şeyleri anlamaya.
İşte altın kurallarımız:
 1) Daha az iş yapın: Bir milyon şeyi bir arada yapmaya çalışırsanız elbette yavaşlamak mümkün olmaz. “Benim için en önemli olan ne?” sorusunun yanıtını bulun ve onu yapın. Geri kalanı bırakın.

2)Anı yaşayın: Yavaşlamak yetmez. Yaşadığınız ana, o an neyle uğraşıyorsanız, ona odaklanın.

3) Bağlantınızı koparın: Her zaman ulaşılabilir olamazsınız. Cep telefonunuzu belli sürelerde, belli yerlerde kapalı tutun. Daha iyisi hiç yanınıza almayın.

4)Sevdiklerinize odaklanın: Ailemizle, arkadaşlarımızla zaman geçiriyoruz ama gerçekten onlarla birlikte olmuyoruz. Sürekli cep telefonlarımızla uğraşıyor; karşımızdakinden çok kendi düşüncelerimize odaklanıyoruz. Bunu düzeltmek için çaba gösterin. Dostluğu cep telefonlarında arayanlar söyleyin. Sıcacık bir dost gülüşünden nedir daha önemli olan.

5)Doğayı takdir edin: Dışarı çıkmaya, doğayla iç içe olacağımız yerlere gitmeye zaman ayırın. Çevrenizi izleyin, dinleyin, temiz havayı içinize çekin, suyun ve yeşilin verdiği huzuru hissedin. Hatta açık hava etkinliklerine katılın. Bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfine varın. Dalgaların sahille buluşmasını izleyin. Islak toprak kokusunu içinize çekin. Yüksek bir yerde güneşin doğuşunu izleyin. Ekran resimlerinden değil doğanın içinde yaşayın. Ve her şeyden önemlisi şükredin.

6)Daha yavaş yiyin: Lokmalarınızı çiğnemeden yutup, bir an evvel sofradan kalkmaktan vazgeçin. Yavaş yemeyi öğrenin. Tatların, kokuların, sunumun hakkını verin.

7)Daha yavaş otomobil kullanın: Hız tutkunu dünyanın alışkanlıklarını bırakın. Biliyorsunuz pek çok trafik kazasının, stresin ve akaryakıt israfının sorumlusu hız. Üstelik yavaşlamadan yolunuzun üzerindekileri gerçekten göremezsiniz.

8)Her şeyde memnun olacak bir şey bulun: Anı yaşama ilkesinin bir adım ilerisi. Ne yaparsanız yapın, tamamen ona, o ana odaklanın ve söz konusu ne olursa olsun sevebileceğiniz özellikler bulmaya çalışın.

9)Tek iş: Belli bir anda tek bir şeye odaklanın. Diğer işlerin baskısını üzerinizde hissederseniz, ara verin, nefes alın ve esneyin.

10) Nefes alın: Kendinizi soluk soluğa kalmış ve stres altında hissediyorsanız, derin nefes alın. Temiz havanın tüm vücudunuzu dolaştığını ve stresi toplayıp dışarı attığını hayal edin. Göreceksiniz, hemen yavaşlayacaksınız.
Her şey çok hızlı gerçekleştiğinde kimse hiçbir şeyden emin olamaz. Kendisinden bile…
Aynaya bakın göreceksiniz, ömür dediğimiz şey çok acımasızca geçiyor. Yaşamalıyız tabii ki.
Ama sakin ve yavaş…