224kablo

Kalkınma deyince akla ilk gelen OSB’leridir. Bunu iyi bilen ülkeler önce OSB’lerini hazırlamakta, sonra yatırımı getirmektedir.
Bunu yaparken ülkenin uzun dönemli planları da göz önünde bulundurulmaktadır. Uzun vadeli planlar denilince 5 yıl ve daha uzun yıllar planlamaları bahsediliyor.
Bu kural ülkemizde maalesef önce sanayi yapılanması gecekondu mantığı ile gitmekte, sonra mevcut gecekondu yapısı korunarak Organize Sanayi Bölgeleri kurulmaktadır.
Hemen arkasından aynı mantıkla tedarikçilerin oluşturduğu Ticaret Merkezlerinde de etrafında mantar gibi oluşmaktadır. Ne yazık ki bu gelişmeler kendi akşında oluşmaktadır.
Anadolu çiftçisinin “Kendi gelen” diye adlandırdığı bakımsız ve tesadüfen o bahçede meyve ağacı gibi “Kendi gelen” sana-yiler ticaret merkezleri oluşmaktadır.
Sanayi ya da ticaret dediğimiz girişimci kişiler hayatları pahasına yatırım yaparken zamana karşı yarış içindedir.
Önlerini açan olmadığı için temelli çarpık atılan sanayi ve ticaret merkezleri gecekondu ekseni ve çarpık bir yapıyla oluşmaktadır.
Birçok sorunlarına rağmen bu eli ve alınları öpülesiler cezaları ve kazaları göze alarak kör topal yellerine devam ediyorlar. Yürekleri hep endişe ve korku dolu.
İmar planı bitmeden önce yapılaşma bitiyor, üretim başlıyor. Daha sonra imar planları çoğunlukla mevcut yapılaşmaya göre çiziliyor, mevcut gecekondu yapısı korunuyor.
Bunun adı OSB değil Organize Gecekondu Bölgesi olarak kalıyor. Planlar, projeler ahbap çavuş ilişkisi ile halloluyor.
Bütün bunlara rağmen övünerek ifade etmek gerekiyor ki, sanayicimiz ve tüccarımız işini çok seviyor. Mevcut yapı dar dar geliyor.
Büyümek istiyorlar. Hem kaliteyi hem de üretimi artırmak istiyorlar. Ama bunların önünü kim nasıl açacak. İşin merkezi istese de istemese de bu yönlere kayıyor.
Bu konuda özellikle mahalli yönetimlerin, STK’nın, mahalli bürokratların asli görevlerinden birisi ve belki de, en önemlisi olsa gerek.
Kendini üretime adamış bu insanları bırakın incitmeyi ürkütmemek gerekir. Verilebilecek desteğin en iyisi verilsin. Üretimin olmadığı yerde ne belediye, ne bürokrat, ne devlet, ne de vatan olur.
Tarlada domates üretenden, gökyüzünde uçak uçuran bütün üreticiler kutsal, elleri ve alınları öpülesidir.