Ekosistemi belirli bir bölgede yer alan canlılar ile bu canlıları saran cansız ortamların karşılıklı ilişkileri ile oluşan ve süreklilik meydana getiren ekolojik bir sistem olarak tanımlayabiliriz.
Ekolojik sistemi, ekonomik sistem ( ekonosistem ) olarak yeniden adlandıracak olursak bu sistemin yapı taşı işletmeler olacaktır. İşletmeler için bu yapının sürdürülebilirliği en önemli sorun olarak sistem içerisinde yerini bulacaktır. Türkiye genelinde işletmelerin yapısına bakacak olursak yaklaşık faal 3.5 milyon işletmenin %99.9 u kobi olarak faaliyet göstermekte iken sadece %0.1 i kurumsal olarak faaliyet göstermektedir. 
İşletmelerin %80’ i faaliyetlerine ilk 5 yıl içerisinde son veriyorsa ve toruna kalma olasılığı yaklaşık %4 olarak gerçekleşiyorsa işletmeler için olaylara proaktif bir bakış açısıyla bakmak ve sonuçlar üzerinden değil, oluşmakta olan sebepler üzerinden yol almaları zorunluluğu doğmaktadır. İşletmelerimizin en büyük sorunlarına bakacak olursak; öz sermaye eksikliği, örgüt yapısındaki düzensizlikler, ar-ge ve inovasyona kaynak ayrılmaması, eğitim ve gelişim ile değişime inanılmaması, teknoloji kullanım yetersizliği olarak göze çarpmaktadır. Bu sorunların alt toplamı olarak karşımıza sürdürülebilirlik ihtiyacı ve verimsizlik problemleri çıkmaktadır. Psikanalizin kurucularından İsviçre’ li Carl Jung ın söylediği gibi ; what you resist, persists.. Yani; neye direnç gösterirseniz, varlığını sürdürür.
Şimdi olaylara farkında olarak cesaretle odaklanma zamanı.
Proaktif olarak olaylara bakabilmek adına ilk önce gerçeklerle yüzleşmeli ve sorunların kök analizlerine inmeliyiz. İşletmemiz için SWOT analizi( güçlü yönler, zayıf yönler, piyasadaki fırsatlar ve tehditleri ) ve PEST analizi ( politik, ekonomik, sosyal ve teknolojik faktörlere yönelik ) yapmalıyız.
İşletme fonksiyonlarının tanımlanması; bu fonksiyonların yetki görev ve sorumluluklarının oluşturulması çok önemlidir. Değişimin gerekli olduğu başlıca alanları şöyle sıralayabiliriz; 
Finans ve muhasebe birimlerinin ayrılığı,
Satış ve pazarlama birimlerinin ayrılığı,
Yetkin üst yöneticiler ve ara yöneticilerin atanması,
İşletme içinde inovasyona, fikirlere ve geri bildirimlere önem verilmesi,
Kurum kültürünün ve motivasyonunun inşa edilmesi,
Sürekli gelişim ve öğrenme ile öğrenen bir organizasyon yaratılması,
Eğitime önem verilmesi,
Şirket stratejilerinin belirlenmesi,
Verilerin doğru şekilde toplanarak yorumlanması,
Finansal kontrol ( check up ) raporu,
Kurumsal, örgütsel kontrol ( check up ) raporu,
Aile anayasası hazırlanması, değişim sürecinde kurum kültürümüze ve marka kimliğimize yatırım yapmalı, marka vaadimize odaklanmalıyız. İşletmemizi bugüne hangi faktörler getirdi, bizim en güçlü yanımız nedir, başarının temelini hangi unsurla inşa ediyoruz. Bu yolda ilerlerken motto ( slogan ) tanımı, misyon, vizyon ve değerler manzumesinin oluşturulması, marka kimliği, marka vaadimiz ve marka stratejilerimizin geliştirilmesi, eğitim ve gelişim, inovasyon odaklılık kurum içi şeffaf iletişim modellerinin geliştirilmesi çok büyük önem taşımaktadır.
Araştırmalar gösteriyor ki bir uçağın düşme olasılığı yaklaşık olarak 14 milyonda bir dir. Lakin bu olasılığın gerçekleşmesi için 7 insan hatasının üst üste olması gerekmektedir. Biz hemen şimdi, gerçeklere proaktif bir şekilde odaklanarak uçağın yoluna devam etmesi için gereken tüm bu çözüm noktalarına odaklanmalı ve yarınlarımızı daha güçlü bir şekilde inşa edebilecek iradeyi göstermeliyiz. Değiştiremeyeceğimiz olaylara değil, değiştirebileceklerimize odaklanarak etkin alanımızda mücadelemizi sürdürmeliyiz. 
Unutmayalım “ siz neye hazırsanız o da size hazırdır “
O halde Kim korkar hain dolardan !