224kablo
Köşe Yazıları

SİZ GENÇLER

Hayatın bütün inceliklerini görmek, doğruyu ve güzeli ayırabilmek bir zevk meselesi değil, bir ilim ve tecrübe işidir. İlim, okuldan ve kitaptan öğrenilirse de tecrübenin elde edilmesinin sahası, hayatın ta kendisidir. Çoğu insan gerçekte bir anlamı olup olmadıklarını hiç düşünmedikleri; fakat değerli ve anlamlı saydıkları şeyler yüzünden birbirlerine zarar verdikleri davranışları ile hayatlarını zehir ederler. Saygı ve sevgi ile acizlik, kendine güvenle kendini beğenmişlik, alçak gönüllülükle kibirlilik arasında bir denge kurmak kolay değildir. Bu kavramlar birbiri ile çok karıştırılır. Aşağılık duygusu içinde ve kendilerine güvenleri zayıf kişiler, başkalarının kendilerini sürekli pohpohlamasına ihtiyaç duyarlar. Önemli olan bu değil, diğer insanların bizim kişiliğimize biçtikleri değer de değil, bizim kendimize verdiğimiz değerdir. Özgüveni olan insanlar, kendileri olmaktan mutluluk duydukları için farklı görünme ihtiyacını duymazlar. Özgüven yoksulluğu, yeteneksizliğin ya da utangaçlığın ortaya çıkacağı durumlarda gerginlik de oluşturur. Dünyanın en gösterişli tahtına otursak dahi kendimizden başkası değiliz. Çocuklarımıza ve gençlere vereceğimiz en değerli armağan özgüven duygusudur. Dolayısı ile kendi kişiliğimize kaybetmeyeceğiz ve başkalarına da bağımlı kalmayacağız, "Alem ne der'' diye kendimizin dışından onay beklemeyeceğiz. Çevremizin oyuncağı haline gelirsek, huzuru başkalarında bile göremeyiz. 
Öyle insanlar vardır ki, onların yanında bulunmak bile insana huzur verir. Onunla sohbet etmek insanın diğer ölçülerine yeni bir ufuk açar. Bu duyguyu yakalamak, böyle insanları bulup dostluk ailesine katmakla mümkündür. Birbirini gönülden seven akıllı, bi-linçli insanların bir araya gelmesi sevgi, saygı ve muhabbet dolu bir esinti oluşturur.
Huzur yarayı kapatır, dert ise yarayı tazeler. İyi sayılabilecek bütün ihtimalleri görmeyip zihnimizi olumsuz fikirlerle doldurduğumuzda oluşan kalıplaşmış fikirler, zihnimizin huzura giden yollarını kapatır. 
Yetmiyormuş gibi kendisine uzanan bütün elleri düşman görmeye başlar. Her şeyin iyi yönlerini görmek, olumsuz, asit saçan fikirlere prim vermeden, bazı hareketleri görmezden gelerek, bazılarını unutarak, bazılarını duymazdan gelerek gönül doygunluğuna ulaşmakla elde edilen bir yaşam tarzıdır huzur.
Huzurlu insanlar, suyu tatlı olan pınarlar gibidir.
Hep başı kalabalık olur.