224kablo
Köşe Yazıları

SEN BUNU YAPAMAZSIN

Benim gibi Ortalama kırk yaşını devirmiş herkesin çocukluğu, aşağı yukarı birbirine benzer. Türkiye’nin neresin de yaşarsa yaşasın, hayat standartları o tarihlerde ortalama aynıdır diyebiliriz. Büyütülme tarzlarımız, hayata bakış açılarımız bile aynıdır. Bizim Yediğimiz dayakların haddi hesabı yoktur. Biraz aklımız kesti mi başlamışlardır bizi dövmeye. Yaptığımız her şey dayak olarak bize geri dönerdi. Bizim neslimizin katma değer vergisi dayaktır diyebiliriz. 
İlk açılışı evde babamız yapmıştır. Sırasıyla okulda öğretmenimiz, mahalle de arkadaşlarımız, çalıştığımız yerde ustamız, karakolda polisler, velhasıl askerde her ortamda dayak yemişizdir biz. Bazen iş öyle çığırından çıkmıştır’ ki teker teker değil, sıra dayağına çekmişlerdir bizi. Bizim yediğimiz dayak cennetten çıkmıştır. Bizim neslimiz bunu iyi bilir.
Aslın da şuraya gelmek istiyorum. 1 asırlık cumhuriyet tarihimizde son 10 yıl hariç tüm nesillerimiz böyle yetişti. Kafamıza vura vura büyüttüler bizi. Bilinç altımızı sömürdüler resmen. Hayatımıza öyle olumsuz cümleler sokuldu ki, etkisinden yeni yeni kurtuluyoruz. Her bir olumsuz cümleyle, kafamıza çaktılar çivileri. Şimdi ise kanata, kanata çıkarıyoruz o çivileri maalesef. İnsanlara çaresizliği, umutsuzluğu ve ataleti öğreten, bizi etkisiz, güçsüz, zayıf bırakan, hatta toplumsal refleksimizi azaltan işte o cümlelerden bazıları.
Yapamazsın, imkansız. Kolay mı sanıyorsun sen?
Yok artık daha neler, biz kim onlar kim?
Vazgeç bu sevdadan.
Elinin hamuruyla karışma bu işlere.
Sus otur yerine, razı ol kaderine, yapacak bir şey yok.
Karışma bu işlere başın ağırmasın.
Senden adam olmaz.
Zor bu işler, girme bu işlere.
Yeter artık direnme, her şey olacağına varır.
Dinlemedin beni bak, neler geldi başına.
Gör bak, üç günde nasıl batacak.
Daha iyisi olmaz, bununla idare et.
Boyundan büyük işlere karışıyorsun, otur oturduğun yerde kimsin sen.
Sen onun eline su dökemezsin, pısırığın tekisin sen.
Bu millet adam olmaz.
Biri mutlaka dilekçe verir, boş ver gel.
Bizi ilgilendirmez gidelim buradan.
Bu cümleleri istediğiniz kadar çoğaltın. Bu cümlelerin hap yapıldığını ve her gün sabah akşam bize yutturulduğunu hayal edin. İnanın bana bu durumdayız. Yukarıda sıraladığımız cümlelerin on katını bize söyleyen birileri olmuştur. Ne yetenekler yok olmuştur kim bilir bu arada. Herkes bilmeden zincirleme olarak birbirini zehirler. Doğru cümle sen bunu yapamazsın değil, sen bunu yaparsın olmalıdır. Birlikte başarabiliriz olmalıdır. Çünkü umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.
Başarının eşiğindekileri kucaklayan Şair Edgar Guest’a kulak verelim.
“Sana bir işin başarılamayacağını söyleyecek binlerce insan var. 
Felaket tellallığı yapacak binlerce insan var. 
Seni yutmayı bekleyen tehlikeleri sana birer birer gösterecek binlerce insan var.
Ama sen yüzündeki gülümsemeyle ceketini çıkar ve yola koyul. 
Başarılamayacak şeyle uğraşırken şarkılar söyle ve başar.”
Son söz
Negatif insanlara maruz kalmak, radyasyona maruz kalmak gibidir. Hayatınızın hikayesini yazarken, kalemi başkasının tutmasına izin vermeyin…
2020 yılının ülkemiz, ailemiz ve hepimiz için mutlu ve başarılarla dolu bir yıl olması dileğiyle…
Yerli otomobilimiz ülkemize ve milletimize hayırlı olsun…
Neşeyle kalın…