224kablo
Köşe Yazıları

SAĞLIKLI BİR DİLENCİ HASTA BİR KRALDAN DAHA MUTLUDUR.

Kadim bir söz vardır, “İnsan zamanı durdurmak istediği yere aitmiş”. Akşamın nasıl olduğunu anlamadan, günler “ışık hızıyla” önümüzden akıp gidiyor. “Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi” kaptırmış gidiyoruz. Bir köşede durup soluk almaya bile çoğumuzun vakti yok. Sizi çok sıkmadan bir solukta okuyacağınız, Farklı kaynaklardan aldığım notları, belki bir nefes olur diye paylaşmak isterim sizlerle.

Hepimizin içinde savaş halinde olan iki kurt vardır. Birincisi kötüdür, ikincisi de iyi. Hangi kurt kazanacaktır? “Sizin beslediğiniz”.  

“Dinleyin yoksa diliniz sizi sağır eder”.

“Onun ayakkabılarıyla iki ay eskiyinceye kadar yürümeden komşunuzu yargılamayın”. Komşuna çamur atma ki daha üzüleceğin çok şeyler duymayasın.

“Arkalarında bıraktıkları kalplerde yaşayanlar ölü değillerdir”.

“Her tatlı kök, tatlı ot doğurmaz”.

Olayları “farklı” görmenizi sağlayan şey sizi güçlendirir.

“Şakalarına” dikkat et, yanlış anlaşılabilirsin.

"En önemli servetin “itibarın”, ona sahip çık.

Konuşurken “sessiz kalma” hakkınızı kullanabilirsiniz.

“Kendini değiştirme gücünü asla hafife alma”. Başkalarını değiştirme gücünü ise asla gözünde büyütme.

Önünüzdeki yol berraksa muhtemelen başkasının yolundasınız.

Korkunuz nerdeyse göreviniz ordadır. “Her gün seni korkutan bir şey yap”.

Bir kişinin ayağına uyan ayakkabı bir diğerinin ayağına vurur, “yaşamanın her duruma uygun bir reçetesi yoktur”.

“Duyduğunuz hiçbir şeye”, gördüklerinizin de yarısına inanmayın.

Tüm kötülükler “kendi başımıza” olamamaktan kaynaklanır.

Uzun zamandan beridir “gerçek hayatın” başlamak üzere olduğu izlemine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra “hayat” başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu “engeller” benim hayatımdı.

Kendini keşfet; içinde mutlaka ne zaman baksan ortaya çıkacak bir “güç kaynağı” vardır. Çoğu insan dış dünyayla o kadar meşguldür ki “kendi içlerinde olup bitenlerden” tamamen habersizdirler.

Kendisinin imparatorluğunu elde edememiş hiç kimse “özgür” değildir. Kendisine hakim olamayan hiçbir insan “özgür” değildir. Tutkuları tarafından esir alınmış bir insan asla “özgür” olamaz.

Ayrılırken arkanıza bakmayın. Her şeyden önce kendinize saygılı olun.

Sadık bir arkadaş bulamıyorsan, “kendi arkadaşın ol”.

Hayat nehrinden geçerken, yalnızca senin kullanman gereken köprüyü “senden başka hiç kimse” inşa edemez.

“İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız”.

İki kalbin anlaşması ilkbaharı “yüz yıl” uzatır.

Yapabileceğiniz en büyük hata “kendi peşinizi” bırakmak.

Konu Başlığımıza geri dönelim. “Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mı mutludur”?

Sağlıkla ve neşeyle kalın…