224kablo
Köşe Yazıları

REKABET Mİ DEDİNİZ…

Çağlar boyunca insanlar, toplumsal ilişkilerinde ahlak kurallarını yüceltmeye, özellikle ekonomik ilişkilerini dürüstlük ve iyi niyet esasına oturtmaya çabalamışlardır. Bazı başarılar elde edilmiş fakat hırsızlık, yolsuzluk, yağmacılık, stokçuluk gibi davranışlar her toplumda ve tarihin her döneminde varlığını sürdürmüştür. Son yüzyılda gelişen piyasa ekonomisi temellerini etik kurallar üzerine oturtma ihtiyacı hissedememiştir. Gerçekten artık günümüzde dayanışmanın değil-rekabetin, hizmetin değil-çıkar peşinde koşmanın, fedakârlığın değil-alışverişin geçerli olduğunu biliyoruz.

Ticaretin özünde hiç şüphe yok ki rekabet vardır. Rekabet düşmanca ya da sosyal olmayan tutumları beslemekte midir? Bireylerin birlikte iş yapan arkadaşlar olmaları mı; yoksa birbirleriyle savaşan düşman taraflar olmalarına mı sebep olmaktadır?

Ticaret piyasaya dayalı olduğundan, büyük olasılıkla işletmeler başarılarının devamını sağlamak ve ayakta kalabilmek için kar oranlarını en düşük seviyede tutacaklardır. Ancak bu durum bir tür kalite düşüklüğü artışına neden olmayacak mıdır? (Ör: Kalitesiz malzemeler ve kalitesiz işçilik) bu durumda, ülkemiz için bunun uzun dönem sonuçları nelerdir?

Ticaret, bireyin şartlar ne olursa olsun kendi çıkarını koruma temeline dayanmaktadır. Ancak bu ahlak bakımından kabul edilebilir mi? Ya da bireyleri, bencillik, başkalarını umursamazlık sınırını aşmaya cesaretlendirmekte midir?

Ticari piyasalar steril bir alan değildir. Kimsenin kimseye değmediği, kuralların çıkarlardan üstün olduğu bir alan hiç değildir. Ticaret deyim yerindeyse bir cehennemdir. Rekabet yasalarıyla düzenlenmeye çalışılsa da herkesin kendi çıkarlarını korumak ve arttırmak için kıyasıya kapıştığı, blöfün, tehdidin ve her türlü ayak oyunlarının oynandığı bir alandır.

Peki sektörümüze dönecek olursak, sektörümüzdeki durum nedir? elektrik sektörümüzün genel görünümünü analiz etmeye çalışalım.

İnşallah dönemi…

Hiç şüphe yok ki firmalarımızın en büyük sorunu karsızlaşma. Kar oranlarının sürekli olarak azalması ve karlılığa yeniden döneceğiz beklentisi. İnşallah işler açılacak. Üretim hizmet ve satış sektörleri günümüzde kar elde edememe, hatta sıfır kar tehlikesiyle karşı karşıyadır. Anlayacağınız çalışa çalışa fakirleşiyoruz.

Birbirimize benzememiz…

Müşteriler birbirine benzeyen ürün ve firmalar arasında giderek daha ucuzunu talep etmeye başladı. Buda fiyatların reel olarak düşmesi ve karların azalması sonucunu getiriyor. Bence karlılığın temel kaynağı farklılaşmadan geçiyor. Farklı bir şeyler bulmamız gerekiyor. Farklılaşmak için bir şeyler yapmaz ve işlerin açılacağını bekleyerek yarının güzel günlerini ümit ederek beklersek karsızlaşma kaderimiz olmaktan çıkıp tercihimiz haline gelecektir.

Piyasadaki konumumuz…

Bir şirket için en önemli husus şirketin kendini piyasada konumlandırmasıdır.ve şirketlerimizin en önemli işi aldığı siparişi (kabul edilen fiyatta, istenilen yerde istenilen zamanda, istenilen miktarda) yerine getirmektir. Bu bize hedeflediğimiz müşterilerin ürün ve hizmetlerimizi rakiplerimizden farklı ve benzersiz görmesi ve olumlu yönde algılaması anlamına getirecektir.

Fırsatlar…

Talep dengeleri artık yerinde durmuyor. O halde bu bizlere bir fırsat yaratabilir. Rakiplerimizin havlu attığı alanlara sızabiliriz. Oralarda kendimize yer bulabiliriz. Öncelikle müşteri açısından daha fazla fayda sağlamaya çalışmalıyız. Ardından da müşterinin bizi tercih etmesi için başka sebepler yaratmalıyız.

Maliyet analizleri…

Maliyet analizi yaparak, kalitesizlik maliyetini azaltmaya ve fiyatta avantaj sağlamaya çalışmalıyız. Kaynakları israf etmemek için artık satamayacağımız malları almamalı ve üretmemeliyiz. Tecrübeleri ve alışkanlıkları bir tarafa bırakmalıyız. Mevcudun nasıl yapıldığını unutup, bundan sonra nasıl yapılabileceğini saptamalıyız. Unvanları unutun, yeni bir bakış açısı geliştirmeliyiz. Değişimin ortaya yeni fırsatlar çıkardığını unutmamalıyız.

Müşteri kral…

Rekabetin önce bölgesel, sonra ulusal, şimdi global olduğu bir dünyada hiç şüpheniz olmasın ki müşteri gerçek bir kral dır…ve işletmeden mal veya hizmet alan ve alma potansiyeli olan herkes müşteridir. İşletmelerin varlık sebebi müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak ya da müşterilerin sorunlarını çözmektir. Müşterinin sorunu bizim sorunumuzdur. O halde sorunun çözümü de bize aittir.

Günümüzde müşteriyi ele geçiren, müşteriyi tatmin eden müşteriyi elinde tutan işletmeler rekabette başarılı olacaklardır.

Son söz olarak,

Kendimizi ve işletmemizi değişen rekabet ortamı ve müşteri profiline göre uyumlu hale getirmemiz gerekiyor. Önemli olan müşterilerimizin istek ve beklentilerinin karşılanmasıdır…

Ve gelecek müşterisine kral gibi davranan firmaların olacaktır…