Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen pandemi sonrası hayatımız sadece eve kapanmakla kalmadı, bununla birlikte bir çok alışkanlığımız da değişti.
Bu büyük etki yaratan olayın ardından en çok büyüyen sektörler arasında e-ticaret geldi.
Düne kadar interneti sadece sosyal medya kanallarında fotoğraflarını paylaşan ve birbirlerine yorum yaparak kullanan 60 yaş üstü kitle dahi pandemi sürecinde mobil uygulamalar ve e-ticaret siteleri ile eve siparişi keşfetti. Ve bu keşif çok kısa sürede alışkanlık haline geldi. Ve normalleşmiş olsak dahi geç keşfettikleri kolaylıktan vazgeçmediler.
Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %159 büyüme ile pandemi dönenimde eve kapanan kullanıcıların neredeyse tek alışveriş tercihi olan sanal mağazalar, pandemi sonrası da bu alışkanlığı sürdürebilmek için iş model-lerini sürekli geliştiriyorlar. Tüketici anketlerine göre kullanıcıların %50si gıda içecek ve temizlik ürünlerinin internet üzerinden almaya devam edeceklerini belirtiyorlar. Online alışveriş yapan kitlenin %60’ı da kalite ve güvenli alışveriş için daha fazla ücret ödemeyi tercih ediyorlar. E-ticaret hacminin perakende de %15 bandını aşması ile birlikte 2025 itibarı ile %20 payı geçmesi olası görünüyor.
Eğitim alanında, uzaktan eğitim metodunun başta kullanıcılar açısından zorluklar çıkartsada, uzun va-dede oldukça fazla ve çok daha verimli kullanılacak şekilde gelişiyor. Sadece ders yayınları değil, kişisel gelişim, iş güvenliği ve sağlık alanları gibi bir çok dalda uzaktan erişimle anlık çözüm bulma imkanı sunan yazılımlar hayata geçiyor. 
Buradan anlaşılan şu olmalı ki, teknoloji hayatımızın her anına girdi. Yaşam şeklimizdeki olağan dışı değişikliklere de hızlıca teknoloji ile adapte oluyoruz. Bu adaptasyon da yaş ve eğitim düzeyi fark etmeksizin öngördüğümüz süreden çok daha çabuk gerçekleşiyor. Değişime uyum sağlayan işletmeler büyüme hızlarını arttırırken, gecikenler ve uyum sağlayamayanlar tarihin tozlu raflarındaki yerlerini alıyor.