Neden hep kötü olaylar benim başıma geliyor,
Neden sorunlu müşterilerden kurtulamıyorum,
Hep kötü yöneticilerle mi çalışmak zorundayım,
Zaten bu hocanın sınavından geçemezdim,
Bu gibi serzeniş içeren, olayların sebep ve sonuç ilişkilerinden uzak yargı cümlelerini daha önce de duymuşsunuzdur.
Günümüzde içerisinde bulunduğumuz iş hayatı, kişisel hayat döngümüz ve toplum davranışlarının bizi yönlendirdiği durumlar dizisi içerisinde olaylara bakış açımız bizim gideceğimiz yolu en doğru ve en az hasarla atlatmaya yardımcı olacaktır. Bu demek değildir ki her zaman en doğru kararlara ulaşarak en başarılı sonuçlara kolaylıkla ulaşacağız.
Tabiidir ki zaman zaman aldığımız kararlar bize olumlu sonuçlar üretebildiği gibi olumsuz sonuçlar da üretebilecek potansiyele sahiptir. Asıl olan tüm durumlar karşısında sonuçlarla yüzleşebilecek cesaret ve güce sahip olabilmektir.
İşte tüm olayların sonuçlarından yola çıkılarak yapılan bu değerlendirme süreçlerini biz Reaktif davranış biçimi olarak tanımlıyoruz.
Reaktif davranış biçimi ise bizi olayların sebep ve sonuçları üzerinde düşünmekten alıkoyarak olaylar üzerindeki etkinliğimizi kısıtlayarak hayat başarımızda aksamalara yol açabilecek bir davranış modeli olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gerek kişisel hedeflerimize ulaşabilmek gerekse de iş hayatında istediğimiz hedeflere ulaşabilmek için mutlaka reaktif davranış modelinden uzaklaşarak olayların sorumluluğunu alabilecek, inisiyatif odaklı çözüm ve yaratıcılık odaklı davranış modeline geçerek, tüm süreçlerin farkında olmak suretiyle sebep sonuç ilişkileri içeren kararlar alabilmeliyiz. Bu davranış modeli ise bizi Proaktif bir davranış kalıbına dahil edecektir.
Proaktif davranış modelinde, olayların sonuçları üzerinden hareket ederek değerlendirmede bulunmak yerine artık sonuçları üreten bir mekanizmanın parçası olma şansımızı ve bu alandaki etkinliğimizi daha da artırma şansına sahip olabileceğiz.
Neden ben demek yerine, keşkeler ve olsaydı kelimeleri yerine yapabilirim, kesinlikle, başarabilirim, diyebilmeli girişimci ve inisiyatif alabilen bir kimlikle hareket ederek vizyon inşa edebilmeli ve liderlik yapabilmeliyiz. Bu davranış değişikliği bizi proaktif bir tavır takınmaya yöneltecek, sonuçlar üzerinde daha fazla sorumluluk alabilen, eleştiri ve gelişime açık bir birey haline getirecektir. Oluşturulacak proaktif tavır tüm alanlardaki başarımızı artıracak. Kendimize, geleceğimize, ailemize ve iş hayatımıza yatırım yapabilmemizi sağlayacaktır.
Bireysel başarı artışı da ekiplerin, kurumların, sistemlerin ve ülkemizin başarısını artıracak.
Artan toplam kalite ve katma değer bizi geleceğe başarı eşliğinde taşıyacaktır.