224kablo
Köşe Yazıları

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

Dinleyenleriniz olmuştur, “Hazineler içindesin, ne ekersen onu biçersin!” Lara Di Lara nın sadece iki cümlelik bir şarkısı, dinledikçe üzerinde epey bir düşündüğüm, hayatımın bir film şeridi gibi önümde akmasını sağlayan bir şarkı aslında. Hazineler içindeyiz, görmeyi bilene, bulmayı bilene ve şu dünya tarlasına ne ekersek onu biçeriz.

 

Binlerce yıllık kadim dünya medeniyetimizde asırlar boyu hiç değişmeyen bir yasa vardır. Yaşama ne verirseniz onu alırsınız. “Yani ne ekerseniz onu biçersiniz”. Rüzgâr ekerseniz fırtına biçersiniz. Yalnızca bugün yaptıklarınız bütün yarınlarınızı değiştirebilir. Bu yasa hiç değişmez, asırlar boyuda hiç değişmemiştir. Bu yasanın tersi yoktur. Asla bu yasayı çiğnemeyin. Asla bu yasayı denemeye de kalkmayın. Birine bir iyilik yaptığında, başka bir iyilikte gelir seni bulur. Kötülük yaptığında da kötülük gelir seni bulur.

İşte hayatın muazzam dengesi budur. Bu neredeyse bir fizik yasasıdır, ilahi adalet dediğimiz de budur. Kimsenin hakkı kimsede kalmaz. Bu o kadar muazzam işleyen bir sistemdir ki, kimsenin bir iğnesi bile bir diğerine geçmez. Geçmiş gibi görünsede. Kötülük yapanın da yanına kalmaz, bazen kalmış gibi görünsede. Demem o ki, yaptığımız iyilikler hiçbir şekilde karşılıksız kalmaz ve tam ihtiyaç duyduğumuz anda gelip bizi bulur. Ne kadar küçük olursa olsun hiçbir iyilik boşa gitmez.

Bu katlanılamaz gerçek içerisinde deneyimler göstermiştir ki, Yaptığımız tüm yardım ve iyilikler, görünmeyen bir deftere yazılır ve zamanı geldiğinde de elimizden tutarlar.

“Ne ekersen onu biçersin bu dünyada”. Birine sürekli kötülük yapıp, onun mutsuz olmasını düşlerken, ondan iyilik bekleyemezsin. Nefret dolu gözlerle baktığın birinin, sana sevgiyle bakmasını bekleyemezsin. Her şey karşılıklıdır bu dünyada, hiçbir şey unutulmaz. İntikam tohumları ekersen, o tohumlar bir gün büyür ve senin karşına kötülük olarak çıkar.

Biz istiyoruz ki çöllerin ortasında bıraktığımız insanlar bize gül bahçesi sunsun, maalesef öyle bir dünya yok!

Bilirsiniz, “Mayınlarda sessizdir, taki üstüne basana kadar”. İnsanların yaşamı tesadüfler sonucu oluşmaz, insanların yaşamı davranışlarının yansımasından başka bir şey değildir.

Güzel ve iyi insanlar biriktirin hayatınızda. “Yük olmayın, yük alın”. İnsan boy aynasında değil bir başkasının iç dünyasında güzel durmalı ve kirli bir camdan bakmayın, yoksa herkesi ve her şeyi kirli zannedersiniz.

Sabahattin Ali’nin dediği gibi, “İnsan dünyaya sadece yemek içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı”.

 

 

 

Ne pahasına olursa olsun İyi insan olun. Birinin hayatına, birinin üzüntüsüne, birinin mutluluğuna, birinin ruhuna, birinin eline, yüzüne, sırtına, omuzuna, yüreğine, bazen söz, bazen göz, çoğu zaman kalbinizle, minicikte olsa, tüm samimiyetinizle dokunun. “Çünkü hayattaki en iyi kariyer budur”.

 

Ne ekersen onu biçersin! Ne güzel demiş Fuzûlî: "Ey insan! Kadere az bahane bul. Buğday ektin de arpa mı biçtin?"

Son söz…

Unutmayın, Düşmez kalkmaz bir “O”

Sağlıkla ve neşeyle kalın.