224kablo
Köşe Yazıları

MİNİMALİZM (SADELİK)

İçinde bulunduğumuz modern çağ, hayatımıza birçok yenilik ve kolaylık katıyor. İstediğimiz her şeye erişim şansımızın olması bir süre sonra hayatlarımızda karmaşaya neden olabiliyor.
Sadece rengini beğendiğimiz için aldığımız kıyafetler, ihtiyacımız olmasa da aldığımız ve belkide hayatımız boyunca kullanmayacağımız objeler, evin her yanını kaplayan ve belkide depolama alanlarımıza dahi sığmayan eşyalar, biz fark etmeden zaman içerisinde hayatımızda bir yük haline geliyor. 
Minimalizme “sadecilik”, fazlalıklardan arınma veya “işlevsellik” de diyebiliriz. Az’ın çokluğuna ve gücüne işaret eder aynı zamanda.
Az tüketim çok huzur olarakta özetleyebileceğimiz sadelik, yaşamda karmaşaya sebep olabilecek her şeyden uzaklaşma ve sadece gerçekten ihtiyacın olanlarla yetinme şeklinde tanımlanabilir.
Bu noktada hayatımızda gerçekten fayda sağlayan, işlevsel aynı zamanda sade olan eşyalar seçerek yaşam alanlarımızda, giyim tarzımızda bizi ifade eden tüm alanlarda sade bir hayatı benimseyebiliriz.
Böylece hayatımızda istediğimiz hedeflerimize daha iyi odaklanabilir, zamandan, paradan tasarruf edebilir ve kendimizle ilgili her konuda daha efektif ve hızlı kararlar almaya adım atabiliriz.
Sadelik deyince yalnızca eşyalardan veya kıyafetlerden bahsetmiyoruz tabi ’ki. Hayatımızın her alanında sadeliği benimsemeliyiz. Mesela dilimizdeki çer çöpleri temizlemeliyiz.
Sürekli şikayet ediyoruz, başkalarını suçluyoruz, dedikodu yapıyoruz, trafikte bağırıp çağırıyoruz, laf olsun torba dolsun diye konuşuyoruz, insanları kırıyoruz tersliyoruz, kendimizi yanlış ifade ediyoruz.
Belkide bu kadar çok olumsuz konuşma, düşüncelerimizi de kirletiyor olabilir.
Peki midelerimize giren abur cuburlar, yemiş olmak için yediğimiz her şey. Daha kaliteli ama az miktarda yemek yedikçe, yediğimiz yemeklerden çok daha fazla keyif aldığımızı keşfedeceğiz.
Peki zamanımızı etkin kullanabiliyor muyuz? İnternetin başında gereğinden fazla kalıyoruz, televizyona takılıp tüm geceyi boşa geçiriyoruz.
Gün içinde gereksiz o kadar çok şeye zaman harcıyoruz ki. Maalesef hiçbir şeye de yetişemiyoruz. “Sadeleşirsek” aslında ne kadar çok şeye zaman kaldığını görüp şaşıracağız.
Arada sırada kaçabileceğimiz sessiz bir zaman dilimi yaratmalıyız. Sadece yarım saat veya bir saati kendimize ayırmalıyız. Hiçbir iş yapmadan öylece, aklımızla baş başa kalmalıyız.
Kafamızın içindeki dalgaların durulduğunu, zamanla daha sakin bir insan olduğumuzu fark edeceğiz.
Yerken, içerken, gezerken, harcarken, konuşurken velhasıl hayatımızın her döneminde sadeleşmeliyiz.
Sadeleştikçe tabiki özgürleşeceğiz ve daha mutlu olacağız…

Son söz…
“Bir kütüphane ve bir bahçeniz varsa, ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz demektir” …  
Cicero