224kablo
Köşe Yazıları

LİDER OLMANIN EN YALIN HALİ: SAKİN KALMAK 

Liderlik kavramı üzerine hem Dünya’da hem de ülkemizde hemen her mecrada birçok tanımlama yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor.
Çoğu zaman bu tanımlamaların ana ekseninde strateji, vizyon ve bir grubu ortak bir hedefe yönlendirme konuları başı çekiyor.  

Bu kriterler elbette önemlidir ancak liderliğin özünde karakterine derinden kök salan bir takım değerler vardır. ‘’Para, sağlık ve statüyü kaybedebilirsiniz, ancak karakterinizi kaybettiğinizde her şeyinizi kaybedersiniz.’’ sözünden karakteri olmayan bir liderliğin pusulasız bir gemi misali ilerleyeceğini, ancak yönü olmadan bir buzdağına çarparak batmasının an meselesi olduğunu zannederim hepimiz takdir ederiz. 

Bir diğer söylemle, liderlik kararlı ve samimi olmanın bileşimidir. Bu durum yürünmesi zor bir yolu beraberinde getirse bile, doğru kararı verebilmek için etik değerlere ve bazen dayanması çok zor seviyelere varan bir sakinliğe ihtiyaç duyar liderler. Dolayısıyla lider olmanın en temel koşullarından biri sakin kalabilmektir. 

Öyle ya, hayatta öğrenebileceğimiz en temel derslerdendir sakin kalabilmek. Aksi durumları düşünün lütfen. Aile içinde sükûnetin yıkıldığı anda ortaya çıkan kırıcı durumların acı sonuçlarını veya ticari bir toplantıda hezeyanla kontrolün kaybedildiğinde ortaya çıkan sıkıntıların maddi veya manevi telafisinin ne kadar zor olduğunu belleğinizi zorlayarak anımsayın lütfen. 

Günlük hayatta sinir sistemimizi olumsuz etkileyen sayısız uyarıcı varken bu yönde bir tavrı sürdürülebilir bir şekilde korumak kolay değil biliyorum. Bilhassa ülkemizde değişen demografik yapının getirdiği kültürel tahribattan, trafikte gün içerisinde karşılaştığımız sayısız cinnet potansiyeline; işveren olarak çalışanlarımızın rutin dertlerinden, aile lideri olarak en yakınlarımızın derin sorunlarına, sosyal medyada sıklıkla karşılaştığımız bir hayvan hakları ihlaline, doğa tahribatlarına ve en önemlisi ülkemizde yaşanan ekonomik türbülansın etkileri halen devam ederken biz ülke sanayisine yön verenlerin anlık değişen rakamlara karşın tüm paydaşlara sakin kalabilmemiz büyük önem taşıyor inanın. 

 Şair Ataol Behramoğlu’nun 2 Temmuz 1993 tarihine atıfta bulunarak yazdığı şiirindeki ölüme giden yolda dahi sakinliğin görev olduğu dizeler, belki biraz bu yazının derdini sizlere daha açık tarif eder.  

Yaşamak bu yangın yerinde;
Her gün yeniden ölerek.
Zalimin elinde tutsak,
Cahile kurban olarak.
Yalanla kirli havada,
Güçlükle soluk alarak.
Savunmak gerçeği, çoğu kez;
Yalnızlığını bilerek.
Yaşamak görevdir bu yangın yerinde, 
Yaşamak, insan kalarak...

Sakin kalarak, insanca kalarak ve içinde bulunduğumuz medcezirli günlerde inadına dimdik ayakta kalarak birlikte güzel günlere ulaşacağımız günlerin yakın olduğuna inanıyor, siz değerli Volt Gazetesi okuyucularına en içten selamlarımı sunuyorum. 

YAZARIN EYLÜL TAVSİYESİ: Bu aydan itibaren siz değerli Volt Gazetesi okuyucularına genelde yazımın konusuyla bağlantılı bir kitap tavsiyesinde bulunacağım.
Bu ayki önerim Barbara J.Braham’ın kaleme aldığı Ateş Altında Sakin Kalabilmek, Stresli dönemlerde sakin kalabilme üzerine modeller geliştiren yazarın farklı yaklaşımlarının günlük pratikte hepimize katkılar sağlayacağını umuyorum...