224kablo
Köşe Yazıları

KÖZDEKİ KÜLÜ ÜFLE 2

Ne yapıyorsanız yapın ama en iyisini yapın, mesleğiniz ne olursa olsun en iyisi olabilmeniz için her gün yeni bir şeyler öğrenmeniz gerektiğini de unutmayın. Ne öğreneceğini iyi bilen öğrenmeye hazır demektir. Doldurdukça alır. Ama uygulamaya konulmayan bilgiler işe yaramaz. Meslekteki değerin ne bildiğinle değil, bildiklerinle neler yaptığın ve sonuçları ne yönde etkilediğinle ölçülür. Bilim insanının, iş insanının siyasetçinin sıradanı olacağına tamircinin, inşaatçının arananı olmayı tercih et. Sevgisiz çalışıldığı an akıl karışık ve sıkıcıdır. Sıkıntı ise tenkitten ve kendini beğenmemekten beslenebilir. Özellikle beğenmemek, sevgiyi sulandırdığı için sıkıntıyı artırır. İnsanlar huzurlu olduğu müddetçe çevresine huzur saçar. Huzursuzun neyi kalmış ki versin. İş hayatı da gönül hayatı ile birliktedir ve öyle de olmalıdır. Gönülsüz yapılan işten hayır gelmez. Sürekli baş ağrısı yapar. Candan, yüreğimizden gelen, sevgi ile yapılan işler hem yapana, hem çevresindekilere iç açıklığı verir. Aksi Halde o iş sahibine yüktür. Bakımlı ve güzel bir bahçenin bahçıvanı ne kadar işinin ehli ise bahçesi de o kadar güzeldir. Bahçe içinde dolaşan herkese huzur verir.
Birbirini gönülden seven insanlar bunu sürekli dile getirme ihtiyacını duymazlar, sevgilerini yaşantıya çevirirler. Bilirler ki sevgi ve saygı tohumları ekilmezse, dostluk ve arkadaşlık meyveleri yenilmez. Seven, sevdiğine kendini de sevdirmelidir. İşimizi iyi yapmak yerine, başkalarının iyi yaptığı işi görür imreniriz. Devamında ise kendimizi küçük görür, özgüvenimizi kaybederiz. Kendimizi yenileyerek hamle yapmak yerine, mevcut alışkanlıklarımızın tekrar edilmesi eğilimi oluşur. Bu durum ise korku duygusunu tetikler, birlik ve beraberlik ruhunu zedeler. Yönetim ya korku kültürü ile ya da sevgi kültürüyle gerçekleşir. Her ikisinde de başarılı olunabilir. Sevgi kültürünün hakim olduğu yerde başarı sürekli, korku kültürünün hakim olduğu yerlerde ise korkulan şahsa bağlıdır. Korkulan şahsa bir şey olduğunda sistem çöker. Diğer yandan korku kültürünün olduğu yerde sevgi ve güven olmaz. Azarlama, tersleme, yüksek sesle konuşma gibi korku terörü vardır. 
Sevginin olduğu yerde insanlar, kendilerini özgür ve güvende hissederler. Sevgi yoksa esir ve korkak hissederler. İnsanlar ne fakirlikten, ne sürgünden, ne zindana atılmaktan ve ne de ölümden korkmazlar. Ama korkulandan da korkulmamalıdır. 
Zaten korkaklar kendilerini hiç yalnız hissetmezler. Çünkü o insanlar kapının arkasında hep birilerinin bulunduğunu hissederler. Korkudan değil, sevilen ve güvenilen adam olmaya gayret edin. Güvenin olmadığı yerde insanlar risk almaktan kaçar. Hatta yönetici ile ters düşmemek için şirket çıkarlarını bile erteleyebilir.