Hepimiz işimizde, evlerimizde, arkadaşlarımız arasında veya bir dost meclisinde iyi bir lider olmak için çabalarız ama sadece istiyoruz diye bu bizi lider yapmaz. Buna karşın çoğu zaman bize liderlik eden veya görevlendirilmiş yöneticilerimizden şikâyet ederiz, hatta bazen daha da ileri gider onların liderlik vasıflarını yeterli bulmayız. Çünkü liderden beklentiler yüksektir. Bir yandan yönettiklerine; bilgisi, tecrübesi ve vizyonuyla yol gösterirken bir yandan da fark yaratacak işler çıkaracak. Bunları yaparken de herkesin saygısını ve güvenini kazanacak, onları hedefine ortak edecek. Bunlar gerçekten hiç kolay işler değil.
İş dünyamızda ise kamudan özel sektöre her alanda lider kavramını ekibine tam anlamıyla yaşatacak yönetici sayısı ne yazık ki çok az sayıdayken, hasbelkader bir mevkiye yükselmiş ve çok çalıştığını düşünerek o koltuğu hak ettiğine inanan yönetici sayısı ise çok fazladır. Dolayısıyla bizde genel işleyiş liderlikten ziyade, mevcut sistemi yöneten veya sistemin işleyişine eklemlenen kadrolardan ibaret kalmaktadır.
Oysa bir lider iş yapış biçimi, iletişimi, verdiği güven ve yarattığı farklılıklarla kendi tarzını oluşturur. Hatta gerçek bir lider ona güvenen, saygı duyan ve onun yolundan gitmeye hazır olan insanlar yaratarak çalışanlarına ilham verir ve yönlendirirken karar almaktan korkmaz. Çalışanlar ancak böyle liderlerden kritik bir noktada karar alması ve kendilerine görev vermesini bekler. Bu tipteki liderler değişim için vardırlar, başkalarını küçümsemezler, aksine onları yükseltirler. Liderlik yaptıkları şirketler, ürün ve hizmette fark yaratırken bağlı müşteriler oluşturur ve süreklilik sağlarlar.
Günümüz dünyasında gerçek güç kendinden önce başkalarını ayağa kaldırabilmektir. Her aşamada destek verebilmek ve mentorluk yapabilmektir. Bu şekilde kendimiz ve çevremizdeki herkes için büyüme ve başarı kapılarını açmış oluruz.
Bunun için ise;
Çünkü;
Özetle;
Liderlik yukarıda anlattığım teorik kısımda olduğu gibi çok zorlu yollardan yürümeyi gerektirirken, bazen de bir fotoğraf karesine sığacak kadar sadeleşir. Geçtiğimiz ay içinde 2024 Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Kupası maçında Eczacıbaşı Dynavit’i 3-1 mağlup eden Fenerbahçe Medicana, şampiyonluk kupasını düzenlenen törenle almıştı. Kupayı kazanan Fenerbahçe’de kaptan Eda Erdem, kupayı takımın en genç oyuncusu 18 yaşındaki Liza Safronova’nın kaldırmasını istedi. Liza'nın elinde yükselen kupa ile takım büyük sevinç yaşadı.
Fotoğrafta sol başta sessizce ve gururla takımını izleyen kaptan Eda'nın gerçek liderliğin etkisi ise genç oyuncu Liza'nın maç sonrası paylaştığı sözlerinden süzülmüş...
“Soyunma odasından çıkarken Eda Abla ‘Liza sen gel, kupayı sen kaldıracaksın dedi. Elim ayağım titredi. Neredeyse ağlayacaktım. Böyle bir jest yaptığı için ona çok teşekkür ediyorum.”
Velhasıl değerli Volt Gazetesi okurları; yaşam dediğimiz şu kısa zaman aralığında önce duruşumuz ve sarsılmaz karakterimiz olmalı. Unutmayalım ki, insanlar bizleri karakterimizle anar, başarılarımızla var ederler.
Bu vesile ile yakın zamanda ebediyete intikal edişlerinin yıl dönümleri olan, bugün bir fotoğrafa sığsalar da geçmişte cihana sığmayan Türkiye Cumhuriyeti Lideri Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Bosna Hersek'in kadim lideri Bilge Kral Alija İzzetbegoviç'i rahmetle anıyor, sizleri saygı ile selamlıyorum.