224kablo
Köşe Yazıları

KENDİNLE BARIŞ, DÜNYA SENİNLE BARIŞMAYA HAZIRDIR…

Günümüz dünyasında hayatımıza öyle karmaşık duygular girmiştir ki, ne onlardan vazgeçebiliyoruz, nede onlarla yaşayabiliyoruz. Hayatımız hep bir karmaşa, koşturmaca içinde savrulup gidiyor. Bu duygularımız bazen o kadar çok yoğun yaşanıyor ki terazinin kefesini çok defa şaşırıyoruz. Aşağıda yaşam yolculuğumuzda neleri azaltmamız, neleri bırakmamız ve neleri çoğaltmamız gerektiğini, aklımızın bir köşesinde kalması için, basit ve anlaşılır bir şekilde özetlemeye çalıştım.
Hayatımıza değer katması dileği ile…
 AZALTIN;
Yediğiniz yemeği, yemeğinizin tuzunu…
Çayın şekerini, kullandığınız eşyaları…
Harcadığınız parayı, boşa geçen zamanı…
Gözyaşlarını, kafaya taktıklarınızı…
Kıyafetlerinizi, kuruntularınızı…
Bilgisayar başında, harcadığınız süreyi…
Telefonla konuştuğunuz süreyi…
Kısıtlı bakış açısını, önyargılarınızı ve sabit fikirlerinizi…
İnsanlardan beklentilerinizi, televizyon izlemeyi azaltın…
BIRAKIN;
Sürekli Şikayet etmeyi, çekingenliği…
Kararsızlığı, kendini suçlamayı…
Hep beklenti içinde olmayı, her şeyi kişisel algılamayı…
Yıkıcı eleştirileri, karamsarlığı ve dedikoduyu…
Her şeyi kontrol etmeyi, sürekli endişelenmeyi…
Rezil olma korkusunu, mazeret üretmeyi…
Başkaları için yaşamayı, yapamam düşüncesini…
Olumsuz düşünmeyi, olumsuz kelimeleri…
Surat asmayı, ön yargıyı…
Böbürlenmeyi, yalan söylemeyi, tembelliği…
Her şeyi biliyormuş gibi davranmayı, dalkavukluk yapmayı…
Lütfeder gibi davranmayı, üstün olduğunu kanıtlamayı…
Herkesi mutlu etmeyi, geçmişte yaşamayı…
Hep beklenti içinde olmayı, kızgınlık ve kırgınlıkları sürekli düşünmeyi…
Herkesi eleştirmeyi, başkalarını kendinize benzetmeye çalışmayı bırakın…
ÇOĞALTIN…
Çözüm üretmeyi, hoşgörü göstermeyi…
Gülümsemeyi, sevmeyi…
Olumlu düşünmeyi, dua etmeyi…
Şükretmeyi, ayaklarınızın toprakla temasını…
Renkli giyinmeyi, sizi iyi hissettiren müzikleri…
İçtiğiniz su miktarını, çocuklarınızla geçirdiğiniz vakti…
Teşekkür etmeyi, selam vermeyi…
Özür dilemeyi, mazur görmeyi…
Alttan almayı, sevginizi hak edene vermeyi…
İstikrarınızı, hayal kurmayı…
Küçük şeylere sevinmeyi, affetmeyi, pozitif olmayı…
Sözünü kesmeden dinlemeyi, sahiden paylaşmayı…
Suçlamadan konuşmayı, şikayet etmeden eğlenmeyi…
Seçmeden vermeyi, tereddütsüz güvenmeyi…
Cezalandırmadan affetmeyi, tartışmadan cevaplamayı…
Güzel söz söylemeyi. Kitap okumayı çoğaltın…
Ve işte kurallarımız…
Özledin ‘mi? Ara öyleyse…
Görüşmek ‘mi istiyorsun? Davet et…
Anlaşılmak ‘mı istiyorsun? Açıkla…
Bir sorun ‘mu var? Sor…
Bir şeyden hoşlanmıyor ‘musun? Söyle…
Bir şeye ‘mi ihtiyacın var? İste…
Birini ‘mi seviyorsun? Anlat…
Geçmişinle barış.ki geleceğini etkilemesin.
Diğer insanların senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez.
Zaman her şeyi iyileştirir. Bekle ve sabret.
Seni mutlu etmek kimsenin görevi değil. Sen hariç…
Hayatını başkalarınınki ile karşılaştırma.ve onları yargılama. Onların yolculuğunun ne ile ilgili olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
Çok fazla düşünmeyi bırak. Hayatın önüne ne fırsatlar çıkaracağına şaşıracaksın.
Ve gülümse. Dünyanın bütün problemlerinin sahibi sen değilsin…
Son sözü Victor Hugo’ya verelim…
Kendi ışığına güvenen; başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz…