224kablo
Köşe Yazıları

İYİ ELEMAN SEÇ, İYİ PARA VER

Bir gün Vehbi Koç yazlık evine taşınırken evdeki buzdolabını da taşımaya karar verir. Bunu duyan genel müdür Cengiz Bey, buzdolabının taşınmasını engeller ve yazlık eve hemen yeni bir buzdolabı gönderir. Durumu öğrenen Vehbi Koç çok kızar ve genel müdürü hışımla arar. ‘’Sen kendi işine baksana, benim tarzıma niçin karışıyorsun.’’ der. Genel müdür Cengiz Bey, kışlık evdeki buzdolabının yazlığa taşındığı duyulursa buzdolabı satışlarının düşeceği kanaatini paylaşır Vehbi Bey ile. Vehbi Koç gülerek telefonu kapatır ve yanındakilere doğru dönerek o veciz sözünü söyler: ‘’İyi eleman seç, iyi para ver. Çünkü kötü eleman sana çok pahalıya mal olur…’’ Bugün halen güncelliğini koruyan bu eşsiz tavsiyeleri ve değerli anektodları ile iş dünyamızda büyük izler bırakan rahmetli Vehbi Koç ve oğlu Mustafa Koç’u saygı ve minnetle anmak istedim değerli Volt Gazetesi okurları.

Türk insanının en büyük sporlarındandır devam eden bir inşaatı izlemek. İşini bilen inşaat ustasının duvar örmesinden, sıva yapmasından, mesleğine has çalışma stilini izlemekten keyif alır halkımız. Haksız da değildir hani. Bu işler ustaların bir anlamda sanatçı gibi ürettiği eserlerdir. Bir kepçe operatörünün hünerli hamleleri veya elektrik panosunu sabırla dizen teknisyenin görevi başındaki disiplin ve özeni, bir temaşa sanatı örneği gibi keyif verir hepimize. Dijitalleşen dünyada günümüzün yazılım uzmanlarının saatlerce emek vererek ortaya çıkardığı programları kolaylıkla kullanırken hangimiz hayranlık duymuyoruz geleceğin değerli meslek ustalarına…

Bugün oturduğumuz sağlam konutları, işini doğru yapan mühendislere borçluyuz. Başımıza gelen acil bir durumda, sağlığımızı işini hassasiyetle yapan doktorlara borçluyuz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı, yarınlara inançla hazırlayan öğretmenlerimize borçluyuz. Öyle ya sevgili Volt Gazetesi okurları, önce cephede sonra da siyasette attığı başarılı adımlarla üzerinde birlikte emek verdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal’in işini iyi yapmasının bir sonucudur özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız.

Şiirleriyle Nazım Hikmet’e, Mehmet Akif'e, romanlarıyla Yaşar Kemal’e, eşsiz sunumuyla Halit Kıvanç’a, senelerce beyaz perdeden yüzümüzü güldüren Kemal Sunal’a ve sanatıyla bizlerin güzel hatıralarında var olan değerli ustalara borçluyuz yüzümüzdeki gülümsemeleri, içimizdeki hüzünleri. Demem odur ki, işini titizlikle yapan ve perde arkasında büyük bir emeğin sahibi olan bu büyük ustalar nasıl büyük bir saygıyı hak ediyorsa, bizimle birlikte işlerimiz için emek veren ve şirketlerimizi başarıya taşıyan tüm değerli çalışanlarımız da en az o ölçekte saygıyı hak ediyorlar.

Görev verdiğimiz her kademedeki çalışana sorumluluk vermek işimizin temeli. Ancak şirketlerimizi kollektif bir anlayışla geleceğe taşıyan yöneticilerimizi tıpkı rahmetli Vehbi Koç’un kıssasında olduğu gibi el üstünde tutmanın, önce şirketlerimizin sonra da ülkemizin geleceğe yolculuğunun anahtarı olduğunu unutmayalım. Yöneticilerimizin sektörümüzün temel gereksinimleri olan kollektif başarı ve sürdürülebilir iş modellerinin teminatı olduğunu hatırlayacağız ve geleceğe emin adımlara yürüyeceğiz. Eskilerden başladık eskilerle bitirelim. Ya ucuz etin yahnisinden çok çekeceğiz,  ya da iyi para ödediğimiz yöneticilerin ustalıklarıyla oh diyeceğiz.

Bu topraklarda dayanışmanın en güzel örneklerinden Kurban Bayramı’nızı kutluyor, sektörümüze ve tüm ülkemize sağlıklı ve huzurlu bir bayram tatili diliyorum.