224kablo
Köşe Yazıları

İŞLETMELERİMİZDE KURUMSALLAŞMA (NEDEN KURUMSALLAŞMALIYIZ).

İş hayatında yer alan firmalar, her zaman başlangıçta iş planı ile belirlenen bir yapı ile yola çıkılarak kurulmazlar. Özellikle elektrik sektörümüz için böyle bir cümleyi kurmak yanlış olmasa gerek.

Türkiye’de son elli yıldır kurulan firmalar, çoğunlukla aile işletmeleridir. Cesur bir girişimcinin, kısıtlı bir sermaye ile kendi bedeni gücünü de işe katarak kurduğu; tek kişi veya onun ortağı ile birlikte başlayan, daha sonra aile üyelerinin de katıldığı ve plansız olarak büyüme gerçekleştirmiş bir yapıdadır. Belirli bir büyüklüğe kadar işi kuranlar ve çevresindeki kısıtlı sayıda çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüme arttıkça sorunlar yaşamaya başlarlar.

Başlangıçta, büyümenin ne zaman gerçekleşeceği ve bu durumda neler yapılacağı hakkında planları bulunmadığından, sorun ortaya çıktıkça tek tek çözülür, işletme yoluna devam eder. Ancak bütüncül bir yaklaşım olmadığından, işletme zamanla şişmanlar, hatta “obez” halini alır ve kontrolü zorlaşır. Bunun yanında, patrona bağlı olarak hayatını sürdüren işletme, ondan uzaklaştığında veya onu kaybettiğinde krize girer. Bir kısmı da krizden çıkamaz ve hayatı sona erer. Piyasa diliyle firma batar.

Özellikle kurumsallaşamamış işletmelerinin yaşam sürelerinin kısa olması, günümüz iş dünyasında şöyle bir değerlendirmenin yapılmasına neden olmuştur: “işletmeleri birinci nesil kurar, ikinci nesil miras alır ve durumu idare eder, üçüncü nesil ise bitirir, yani satarak kalanıyla yaşamına devam etmeye çalışır.”

“Türkiye İstatistik Kurumu ve İstanbul Ticaret Odası'nın verilerine göre Türkiye’de şirketlerin ortalama ömrü 25 yıl. Bu şirketlerin sadece yüzde 30’u ikinci kuşağa, yüzde 12’si üçüncü kuşağa geçebiliyor. Dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranı ise yüzde 3'te kalıyor” Cumhuriyet öncesi dönemde kurulmuş ve bugün hala devam eden işletme sayısı ise maalesef sadece 69.

Öyleyse işletmelerimizin uzun yıllar ayakta kalması, yöneticilerin ve patronların üzerindeki iş yükü ve risklerin azalması için şartların el verdiği ölçüde kurumsallaşma çabası göstermesi gerekir. Çünkü bu sayede şirketlerimiz süreklilik kazanır. Geleceğe daha güvenle bakarlar.

Onca zahmet ve meşakkatle kurduğumuz işletmelerimizin yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı veya bir kriz anında yok olup gitmesi ve itibarsızlaşması kimsenin istemeyeceği bir durumdur.

Rekabet koşularının ağırlaşması, kaygan piyasalar, şirketlerimizi fazlasıyla olumsuz etkilerken bireysel hatalarımız da işin tuzu biberi olmaktadır. Ama kurumsallaşmış şirketlerde, Sistem kurallar çerçevesinde işleyeceği için bireysel hatalar şirketlere çok zarar veremeyecektir.

Kısacası benim anladığım kadarıyla kurumsallık, bir patronun mutlak olduğu ama, şirketin patronuna, yöneticisine ve önemli personellerine bağımlı olmadan mevcut faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi ve geliştirebilmesidir.

Yani, müdür Ahmet Bey’in izne ayrılmasıyla işlerin arapsaçına dönmemesidir kurumsallaşma. Mehmet ustanın hastalandığı gün işlerin yetiştirilememesi gibi bir durumun olmamasıdır. Patronun bedenini değil, beynini kullanmasıdır.

Aslında kurumsal olmak büyük hesap yapmaktır. Küçük detayları atlamamak ve bugün için getirisi olmayan ama yarın için çok değerli olan noktalara yatırım yapmaktır.

Sonuç

İşletmelerin gelişmesi, sürekliliğinin ve nesillere devrinin sağlanabilmesi için, kurumsallaşması zorunludur. Kurumsallaşma işletmenin tüm süreç ve işlevlerini tanımlayan ve disipline ederek sistem haline getiren bir anlayıştır.

Endüstri 4.0’ın konuşulduğu 4. Sanayi devriminin başladığı dünyanın küresel ölçekte hızla geleneksel sanayiden uzaklaştığı ve yüksek teknolojiyle tanıştığı günümüzde, Kurumsallaşmış şirketlerimiz, kendi ölçeklerinde artık dünyaya açılabilir ve Türkiye’nin aydınlık geleceğine kendi vizyonu ve misyonunu da katarak katkı sunabilir.

Yazımızı Türkiye’deki kurumsallaşmanın en iyi örneklerinden rahmetli Vehbi koç la bitirelim.

Başarılı olmak isteyen kimsede organizasyon yeteneği bulunmalıdır; çünkü hiçbir nehir kaynağından yukarı akmaz, hiçbir iş, başında bulunan adamın seviyesinden yukarı çıkamaz.

2018 yılının sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesi dileğiyle.

Neşe dolu yıllar…