224kablo
Köşe Yazıları

İmar Affı Ödemeleri Gider Yazılabilir mi?

I. Giriş
Bilindiği üzere kamuoyunda imar affı olarak bilinen ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapılmış binalara yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin düzenleme 3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı kanun ile eklenmiştir. 
Söz konusu düzenlemeden yararlanabilmek için yapının bulunduğu arsanın emlak vergi değeri ile yapının yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda ise yüzde beş oranında hesaplanacak bedelin ödenmesi gerekmektedir. Burada konut veya ticari yapıların mükellef olan veya olmayan kişi veya kurumlara ait olmasının kayıt bedeli hesabında ve dikkate alınacak oranda bir önemi bulunmamaktadır. Bu ayrımda önemli olan yapının konut olarak kullanılması veya ticari kullanımda olmasıdır. Yani şirket aktifinde yer alan konutların ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı bir durumu varsa kanuna göre hesaplanacak bedel üzerinden uygulanacak oran yüzde üç, yapının ticari amaçlı kullanımı söz konusu ise sahibinin şirket veya gerçek kişiye ait olmasının bir önemi bulunmayıp uygulanacak oran yüzde beş olarak dikkate alınacaktır.
 Buraya kadar genel çerçevesini çizdiğimiz imar barışı ödemelerinin vergi kanunlarına göre gider veya maliyet olarak dikkate alınıp alınamayacağı bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır. 
II. Af Kapsamında Yapılan Ödemelerin Mahiyeti
Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri aktiflerinde yer alan ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için imar affı kapsamında ödedikleri ya da ödeyecekleri bedelleri gider veya maliyet olarak dikkate alabilecekler midir? Burada cevaplandırılması gereken birinci soru budur. 
 Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, 7143 sayılı kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici madde ile yapılan düzenlemede ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla işletmeler tarafından ödenen veya ödenecek olan kayıt bedellerinin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınamayacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. Dolayısıyla imar barışı ödemelerinin gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince gider veya maliyet olarak dikkate alınmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Şayet gider veya maliyet olarak yazılması istenilmemiş olsaydı aynı kanunda yer alan matrah ve vergi artırımı, kasa ve stoklar gibi bilanço kalemlerinin düzeltilmesine yönelik benzer uygulamalara ilişkin ödemelerde olduğu gibi bir belirleme yapılarak bu ödemelerin de gider veya maliyet olarak dikkate alınamayacağına dair hükme kanunda açıkça yer verilirdi. 
 Dolayısıyla ilgili kanunda söz konusu ödemelerin gider veya maliyet olarak dikkate alınamayacağına dair bir hüküm bulunmadığına göre cevaplandırılması gereken ikinci soru; ödenen kayıt bedelleri maliyete mi dahil edilecek yoksa genel gider olarak mı dikkate alınacaktır? 
 Öncelikle İmar Kanunu’nda yer alan “yapı” tanımının Vergi Usul Kanunu’ndaki karşılığı “gayrimenkul”dür.  Gayrimenkullerin ve gayrimenkullere ilişkin yapılan harcamaların nasıl bir değerlemeye tabi tutulacağı da aynı kanunda belirlenmiştir. 
 Buna göre 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;
 – 262 nci maddesinde, “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.”,
– 269 uncu maddesinde, “İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.”,
– 270 inci maddesinde, “Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:
Makina ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.”,
– 271 inci maddesinde, “İnşa edilen binalarda ve gemilerde, imal edilen makina ve tesisatta bunların inşa ve imal giderleri, satın alma bedeli yerine geçer.”,
– 272 nci maddesinde, ise “Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline eklenir.”
Hükümleri mevcuttur. Bu yasal hükümlerden de anlaşılacağı üzere gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerlenmesi gerekmektedir. Maliyet bedeline eklenen değer artırıcı giderler ise sabit kıymetin kalan faydalı ömrüne göre amortisman yoluyla itfa edilmektedir. Ancak gayrimenkullere ilişkin yapılan bazı harcamaların maliyet bedeline dahil edilmesinde veya genel giderler arasında gösterilmek suretiyle ilgili dönemde doğrudan gider yazılmasında mükelleflere serbestlik hakkı tanınmıştır.
 Buna göre mükellefler imar barışı kapsamında yapmış oldukları ödemeleri ya ilgili dönem kazancının tespitinde genel gider olarak dikkate alacak ve doğrudan o yıl gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapacak ya da gayrimenkulün maliyet bedeline ilave etmek suretiyle gayrimenkulün kalan faydalı ömrü süresince itfa edeceklerdir. 
 Genel gider olarak yazılmasında veya maliyete dahil edilmesinde mükelleflere serbestlik hakkı tanınan harcamalar; noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak alım ve özel tüketim vergileri olup imar barışı kapsamında ödenen veya ödenecek olan kayıt bedellerinin burada sayılan harcamalardan olmadığı gibi,  Gelir Vergisi Kanunu’nun “indirilecek giderler” başlıklı 40. Maddesinde sayılan işletme ile ilgili olmak şartıyla, bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar ile Vergi Usul Kanununa göre hesaplanan amortismanlar arasında da imar barışı ile ilgili ödemelerin yer almaması söz konusu ödemelerin doğrudan gider yazılabileceği hususunu tartışmalı hale getirecektir.
 Yapılan harcamanın gayrimenkulün iktisadi kıymetini artırıcı mahiyette bir gider olduğu kabul edilerek maliyet bedeline ilave edilmek suretiyle gayrimenkulün kalan faydalı ömrü süresince itfa edilmesi ise yukarıdaki yasa hükümleri çerçevesinde doğrudan gider yazma seçeneğine göre daha uygun olacaktır. 
 Maliye idaresi de 25 Aralık 2018 tarihinde vermiş olduğu özelge ile imar barışına istinaden ödenecek olan kayıt bedelinin taşınmazın iktisadi kıymetini artıran giderler kapsamında değerlendirilerek söz konusu ödemelerin taşınmazın maliyetine eklenmesi gerektiği şeklinde görüş bildirmiştir.  
 III. Sonuç
 İmar barışı ödemeleri; 7143 sayılı kanunla 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici madde kapsamında yapılan hesaplamalar neticesinde imar kanunundaki tabirle yapının, vergi usul kanunundaki tabirle de gayrimenkulün değerini artırıcı mahiyette yapılan ödemelerdir. Anılan kanunda söz konusu ödemelerin gelir veya kurumlar vergisi kanununa göre gider veya maliyet olarak dikkate alınamayacağına dair bir hüküm bulunmamakta olup maliye idaresinin görüşü de bu yöndedir. Aktiflerinde kayıtlı gayrimenkuller için imar barışından faydalanan mükellefler yaptıkları veya kanunda yer alan yararlanma süresi içerisinde yapacakları ödemeleri gayrimenkulün maliyetine ekleyerek söz konusu gayrimenkulün kalan faydalı ömrü süresince amortisman yoluyla itfa edebileceklerdir.