224kablo
Köşe Yazıları

İLLA GİRİŞİM! İLLA ÜRETİM!

1963 yılında MKEK Kırıkkale Top Fabrikası’na çırak olarak girdiğim gün de ki heyecanımı halen koruyorum. Her yaşın kendine has nimetleri ve külfetleri vardır. Yasal olarak hem SGK’dan ve hem de Türk Siemens Vakfı’ndan emekliyim. Ama çalışma hayatından emekli olmayı kabullenemiyorum. Pirimiz Mimar Sinan diyoruz. Üstat en kıymetli eserlerinden Süleymaniye Cami’sine yetmişli yaşlarında, Selimiye Cami’sini 85 yaşında yapmıştır. Bizde Allah sağlık verdiği sürece büyük pirin yolundan yürümeye devam ediyoruz.
Hangi meslekten olursa olsun bütün iş insanları, iş hayatının fırtınalı çölünden geçerken karşılaştıkları ilginç olayları yazıya döküp özellikle genç girişimciler dediğimiz nesille paylaşmalıdır ki kendileri ile birlikte toprağa girip çürümesin. Yazma yeteneğimiz olmayabilir. Bunu çok iyi beceren yakınlarımız ya da dostlarımız illa ki vardır. Kesinlikle mazeretlere sığınma hakkımız yok. Okuyacağız, öğreneceğiz, yazacağız, uygulayacağız ve bizden sonra ki nesile bu ülkeyi emanet edeceğiz. Gençlerimiz gelecek neslin bize emanetidir. Ne ihanet edeceğiz, ne de heder edeceğiz.
Atalarımız dün Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, tarihin değişik dönemlerinde vücutlarını siper ederek şehit olmuşlar. Bugün ise mücadele şartları değişmiştir. Vahşi kapitalizm iktisadi gücü hak olarak kullanır oldu. İş adamlarımız ülke ülke dolaşarak, beyinlerimizi siper ederek bu çetin mücadeleyi sürdürüyorlar. Allah yar ve yardımcıları olsun.
Osmanlı’nın gücü sadece ticaret, tarım ve hayvancılıktan elde edilen servetle değil, aynı zamanda sahip olunan siyasi ve askeri güçle de ölçülürdü. Köylerimizde, kasabalarımızda, şehirlerimizde, üniversitelerimizde ve hatta liselerimizde en büyük eksiklerimizden biri, girişimci tohumunun ekilmemesi, ekildi ise de tohuma gerekli hizmetlerin zamanında verilip geliştirilmemiş olmasıdır. Bunu basit bir örnekle ifade etmek gerekirse, elimize aldığımız bir ceviz tanesini iki şekilde değerlendirebiliriz. Birincisinde hemen kırıp yiyebiliriz. İkincisinde ise cevize şöyle bir bakarız. O tek cevizde ceviz bahçesini görürüz. Onu mevsiminde toprağa dikeriz. Birkaç sene sonra meyvelerini alır ve onları da bahçeye dikeriz. Üç beş sene sonra bir ceviz bahçemiz olur. İşte o ceviz tanesini yemeyip bahçeye diken ve daha sonra ceviz bahçesini oluşturan insan girişimci insandır. Bir yılı düşünen tohum eker, on yılı düşünen meyve diker, yüzyılı düşünen ise nesli eğitir. İnsanlara pişirilmiş balık verip bir defalık doyurmak yerine balık tutmasını öğretip ömür boyu karnını doyurabilirsin.
Gençleri girişimci olmaları konusunda yüreklendireceğiz. Hedef çıtalarını yükseltmesinde ve nasıl başarılı olacağı konusunda yol göstermeli ve destek vermeliyiz. İş adamı “ben iş adamı olacağım diye olunmaz.” Onun ruhunu destekleyecek karakterin temeli yoksa yazılanlar, çizilenler havada kalır. Biz bu karakterde ki gençleri bulmak için külleri üflemeye devam edeceğiz. Girişimci ordusuna yeni kahramanlar katabilirsek ne mutlu bize.
“İşaret olursa yol şaşırılmaz, bilgi olursa söz saptırılmaz” demiş Kaşkarlı Mahmut. Bizler yol göstermede mihenktaşı ve bilgi kaynağı olarak rol üstlenmek, gençlere nasihatlarımızla iyi örnek olmak zorundayız.