224kablo
Köşe Yazıları

HAYATIN TA KENDİSİ ZAMAN…

Herkese merhabalar.
Fransızlar zamanın korkanlar için uzun, mutsuzlar için yavaş. Mutlular için çabuk geçtiğine inanırlar. Zaman bizim içinde, beklerken çok yavaş, korkarken çok hızlı, kederliyken çok uzun, sevinçliyken çok kısadır.
Zaman o kadar önemlidir ki, dikkat edin zaman kurgusunu hayatlarına uygulamış insanlar, mutlak başarıya ulaşmışlardır. Başarı ve zaman ayrılmaz ikilidir. Zamanı kullanma becerimiz, bizi daha çok başarıya ulaştırır. Başarılı insanların tek ortak özelliği, zamanı çok iyi kullanmalarıdır. Takvim düzeni herkes için aynı olsa da zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Vakit nakittir buyurmuş atalarımız, harcadığımız zamanlar, savurduğumuz nakitlerdir. Yeni Zellandalı yazar Joy Cowley ise, zamana farklı bir pencereden bakar. Geçmiş ve gelecek yoktur. Sonsuz bir “şimdi” vardır. 
Şirketlerimiz içinde bu böyle değil mi? Sattığımız malı zamanında teslim etmeli, yaptığımız işi zamanında bitirmeli, borcumuzu zamanında ödemeli, sözümüzü zamanında tutmalı, İşyerimizi zamanında açmalıyız. Kısacası yapacağımız her şeyi zamanında yapmalıyız. Varlığımızı sürdürmemizin tek koşulu vardır oda zamana uyum sağlamamızdır.
Zaman fırtınada çıkan bir hortum gibi hepimizi savurmaya devam ediyor. Hayatımız avucumuzdaki su gibi, biz tutmaya çalıştıkça o hızla akıp gidiyor. Neleri kaçırıyoruz kim bilir bu koşturmacada. Hunharca tükettiğimiz zaman, bizi olgunlaştıracağına tüketiyor maalesef. Zamanı kullanma becerimiz, bize ne kadar başarıyı getiriyorsa bile, zamana kattığımız hız, bizim bir o kadar felaketimizi hazırlıyor. Zaman ayıramadığımız dostlar, bizi yalnızlığa itiyor. Bu koşturmaca içerisinde, yalan yanlış yediğimiz yiyecekler, kanserin bin türlüsünü kapımıza getiriyor. Bin bir meşakkatle dünyaya gelen çocuklarımıza ayıramadığımız Zaman, kendimize ayıramadığımız, annemize babamıza ayıramadığımız zaman, maalesef zamana kattığımız hız yüzünden eksik kalıyor. Sizleri her kıtasını ezbere bildiğim zamanı çok iyi anlatan, Cahit Sıtkı nın 35 yaş şiiriyle baş başa bırakıyorum. Zamanı bu kadar mükemmel anlatan, başka bir şair varmıdır siz karar verin
Neşeyle kalın…
OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor     halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı TARANCI
Not: Sevgili dostumuz Yurtsever elektrik Yön. Kur. Başk. HALİL YURTSEVER’i Yakın zamanda kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Merhume Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz…