224kablo
Köşe Yazıları

HAYATA DÖNÜŞ

Geçtiğimiz Mart ayının son gününde gerçekleşen yerel seçimlerin ardından, piyasalarımızda ve son tüketicilerdeki belirsizlik sürecinin kısmen bittiğini söyleyebilirim. Seçimden çıkan sonucun ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim. Artık sokakta, fabrikada, kentlerde ve köylerde siyaset gündeminin hızlıca kapanıp; ülkemizin en önemli gündemi tekrardan ekonomi olmalıdır.
Açıkçası, seçim sonrasında mevcut ekonomi politikalarında radikal değişiklikler beklemiyorum. TCMB'nin seçimlere iki hafta kala politika faizini 500 bps arttırması bunun önemli bir işareti. Ancak en büyük gösterge ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta iki farklı yerde ekonomi politikasına, Orta Vadeli     Program’a ve ekonomi yönetimine güvenlerinin tam olduğunu açıklaması oldu. Üstelik son açıklamasında bir adım daha ileriye giderek doğrudan Mehmet Şimşek'in kendisine itimadının tam olduğunu belirtmesi, ekonomi politikalarının seçimden sonra aynı disiplinle devam edeceğinin önemli bir göstergesi oldu benim için.
Ancak başlangıçta ifade ettiğim gibi politikanın gündelik hayatın bu kadar içine girmesinin mevcut ekonomik koşullarımıza hiçbir katkısı yok. Dolayısıyla derhal en basit ifade ile işimize gücümüze bakmak zorundayız. Bugünden tezi yok Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Her fabrika bir kaledir.'' sözünü düstur kabul edip bir an önce, faiz ekonomisinden çıkıp; tekrardan üretmeye, istihdam etmeye, atılımlar yapmaya çok ama çok ihtiyacımız var. Ülkemizin yıllarca sosyopolitik denklemde solcu, sağcı, Doğulu, Batılı, zengin, yoksul, köylü ve kentli olarak kategorize edilmesinin tamamen yapay olduğunu düşünüyorum. Bana sorarsanız sadece iki tipte insan modelimiz var. Bir tanesi kaostan beslenen, rant ekonomisinden veya emek dışı yollarla gelir elde etmek isteyen kolaycı kesim ile diğer yanda çalışarak, emek vererek, topluma değer katma amacıyla mevcut gidişattan rahatsızlık duyan 81 ilin duyarlı ve düzgün insanları.
Düzgün insan olmak aslında bu toprakların kodlarında hep var olmuş. Osmanlı döneminde sürdürülebilir ticaretin temelini oluşturan Ahilik sisteminde son derece dürüst ve doğru olmak temel ilkeymiş. Ahilik teşkilatında aynı günümüzün güncel müşteri hizmetleri yapılanmaları gibi merkezler oluşturulmuş. Müşteri üründe bir hata bulursa, esas ustalara getirir ve ''Benim aldığım mal hatalı. Şuradan aldım'' derse, ustalar gider bakar o dükkanı ikaz ederlermiş. İşte bu sırada o esnafın papucunu da dükkanın çatısına atarlarmış. Hangi esnafın çatısında çok ayakkabı varsa, o esnaf iyi ayakkabı yapmıyor demekmiş. İşte papucu dama atıldı meselesi oradan günümüze ulaşmış. Dolayısıyla değerli Volt Gazetesi okurları; biz dededen ve babadan bu işin ahlakını alarak gelmişiz aslında. Sadece üretim odaklı ve dürüst köklerden geldiğimizi asla unutmayalım. Kaosun, kamplaşmanın ve     toplum içerisinde gerilim merkezi olmanın sadece yönetimler değil, toplumumuzun her kesimi için büyük bir zehir olduğunu daima hatırladığımız zaman ülkemizin yarınlarının yerel ve evrensel alanda hak ettiği yere varacağı aşikardır.
Bir ay boyunca Anadolu coğrafyasında tutulan oruçları Allah'ın kabul etmesini diliyor; sektörümüze, her ay bu köşede buluştuğumuz siz kıymetli Volt Gazetesi ailesine ve tüm ulusumuza huzurlu bir Ramazan Bayramı temenni ediyorum. Dilerim ki ekonomik ve sosyal alanda bu bahar ve bu bayram bir milat olsun ve yeniden ''Hayata dönüş'' hepimiz için yeni bir başlangıç olsun.