224kablo
Köşe Yazıları

GÜMRÜK VERGİLERİNİN YERLİ ÜRETİCİYE KATKISI

Gümrük vergisi, ticaret yapan iki ülke arasında mal ve hizmet alışverişi sırasında, satılan ülkenin mal ve hizmet çeşidine göre değişen oranlarda vergi alması işlemidir.
Gümrük vergisi, iç piyasanın uluslararası oyuncularla rekabet edebilmesi açısından önemli bir vergi türüdür.
Gümrük vergisi çok ince bir çizgide uygulanmalıdır: Çünkü uygulanmadığında; Dünyanın uluslararası firmalar tarafından tekelleştirildiği ve ülkedeki dinamiklerin rekabet gücü oluşamadığından, mali kaynakların tükenmesi ve dışa bağımlılık artacak, fazla uygulandığında ise, hammaddeye dayalı ihracat başta olmak üzere, kaynaklara ulaşım zorlaşacak ve ekonominin gelişimi olumsuz etkilenecektir.
Son zamanlarda yerli üreticinin desteklenmesi amacıyla kademeli olarak çeşitli mal ve ürünlerde gümrük vergisinin değişen oranlarda artırılması, yerli üretici tarafında rekabeti artıracak bir hamle olarak yorumlanabilir.
Covid-19 ile birlikte birçok çok uluslu şirketin faaliyetlerini durdurma noktasına getirmesi ve uluslararası ticaretin ve yeni pazar arayışının, özellikle havayolu ulaşımının askıya alınmasıyla daha da zorlaştığı bu dönemde, ülkeler kendi kendine yetebilme alışkanlığını kazanmaya çalışıyor.
Gelişen ülkeler bazında, yerli üretici için fırsatlar barındıran ek gümrük vergisi ve içe dönen piyasalar, katma değer sağlamayan ihracat kalemlerinde ise risk oluşturmaktadır.
Elektronik devre elemanını alıp, ürün haline getiren bir üretici veya ihracatçı için, ek gümrük vergisi bulunmaz hint kumaşı niteliğindedir. Ama ürünü yurtdışından getirip, ülkede birleştiren ihracatçı için ise kötü haber niteliği taşımaktadır.
Tabi doğal olarak ek gümrük vergisi de dahil yerli ürün tercihi için atılan birçok adım, yine uygulayıcılar nezdinde kabul görme veya görmeme ile neticeye bağlanacaktır.
2011 yılında Başbakanlık genelgesi ile; bir ürün veya hizmetin yerlisi varsa tercih edilebilir değil, tercih edilmelidir ibaresi getirilmiş, hatta %15 pahalı bile olsa alınabilir ibaresiyle de desteklenmişti.
Ayrıca bir madde ile de yerli ürünlere uluslararası test zorunluluğu getirilmez de denerek, neredeyse tüm yollar yerli üreticiye çıkar hale getirilmişti.
Ne mi oldu?
Ürün kabulü yapan yetkililer bir yolunu bulup, yine çoğunlukla ithal ürünleri tercih etti. Bunun çok geçmişte yerli üreticilerin ürettiği kalitesiz ürünler yüzünden yapılmadığı durumlar elbette mevcut. Ancak bazı durumlarla karşılaşabiliyorsunuz ki, kendi vatandaşınız o işi yapmadığını bildiğiniz uluslararası markanın ürününü, o işi yapıyor gibi savunabiliyor.
Insanlarımızın algısını yerli üretimde toplumsal olarak hangi kazançalara sahip olacağımız konusunda yeterince eğitemediğimiz sürece:
Yerli ürün maliyetinin, ek gümrük vergisi olmasa bile, ülkeye girişinde ortalama %15 vergi alması, %15 ithalatçı karı, kur farkından dolayı en az %50 üretim maliyeti ile hala ithal ürünü tercih edebilen bir piyasada;
ithalatçıların aşırı güçlü, üreticilerin zayıf olduğu sürece cari açık engellenemeyecek maalesef.