224kablo
Köşe Yazıları

FIRTINA ÇIKTI UYUYABİLİYOR MUSUNUZ…

Herkese merhabalar.
Öncelikle yaklaşık 25 yıldır piyasanın tozunu yutmuş, bölgemizde ve ülkemizde sektörü bilen, bizatihi tüm aşamalara şahitlik etmiş biri olarak, yazdığımı bilmenizi isterim. Bir sektör temsilcisi olarak, geldiğimiz noktayı tüm açıklığıyla, aşağıdaki satırlarda okuyacaksınız. Olumlu veya olumsuz eleştirilerinizi veya katkılarınızı, yazının sonunda yazacağım e-posta adresine yazabilirsiniz. Önümüzdeki yazılarda gönderilerinizi bu köşede yayınlayıp, sektörün ortak sorunlarını, daha iyi öğrenme fırsatı da yakalamış oluruz.
Bildiğiniz gibi elektrik sektörü tüm meslek dallarıyla iç içe girmiş, hayatın her alanında bulunan, piyasanın dominant sektörlerinden biridir diyebiliriz. Yani yaşamın her anında, tüm insanlık elektriğe ihtiyaç duyar. Bu durum, bizim sektörümüzü, vazgeçilmez bir meslek kolu haline getirmiştir. Direk son kullanıcıya hitap ettiği için ayrıca önem arz etmektedir.
Peki dünyada endüstri 4.0 konuşulduğu, kalite standartlarının zirve yaptığı çağımızda, Ülkemizde elektrik sektörünün hali nasıldır, sektörümüz nereye gitmektedir, bizleri neler beklemektedir, gelin üzerinde biraz kafa patlatalım.
Elektrik sektörü bildiğiniz gibi üç ana kola ayrılır. Üreticiler, satıcılar ve uygulamacılar. Gelin İlk olarak üreticilerden giriş yapalım.
Üreticiler (fabrikalar)
Bana sorarsanız üretici ülkemize katma değer kazandıran, fabrikalar açan, üreten, geliştiren saygıyı sonuna kadar hak eden, gayretli insanlar topluluğudur diyebilirim. Bu insanlar toplumun yapı taşlarıdır. Devletin bu insanlara milletvekilleri gibi dokunulmazlık vermesi azdır bile.
 Son yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik zorluklar, üretim sektörünü derinden yaralamıştır. İç piyasadaki Arz’ın azalması, kapasitelerde düşüşlere yol açmış, hali hazırda sermaye yapısı güçlü olmayan ve şartlara uyum sağlayamayan tüm firmaları, kapanma eşiğine getirmiştir. Bir acil eylem planı oluşturup, yerli üreticileri desteklemeli ve çok geç olmadan, tüm imkanlarımızla yerli ürün tercih etmeliyiz. Aksi takdirde zaten bir avuç kalan yerli üretici ’de, yabancı sermayeye teslim olmak zorunda kalacaktır. Her bir fabrika bir kaledir. Satılan veya kapanan her fabrika, kaybedilen bir kaledir. Devlet ve millet olarak kalelerimize sahip çıkma zamanıdır. (“sektör ithalatçılarını bu başlıkta değerlendirmeyin lütfen, ithalatçılar ayrı bir yazı konusu çünkü”.)
Satıcılar (elektrik toptancıları)
Fabrikaların tezgahlarından çıkan her ürünün ilk aşaması elektrik toptancılarıdır. Piyasadaki finansal riski sırtlayanların ilk durağı ve fabrikaların ana damarları burasıdır.
Hali hazırdaki ekonomik şartlar elektrik toptancılarını’ da sıkıntıya sokmuştur. Satışlardaki gözle görülür düşüşler ve tahsilat geri dönüşlerindeki aksamalar, inşaat sektörünün gerilemesi, döviz baskısı, bütün gelecekti hesapları alt üst etmiştir. 
Gelecek on yıl içinde teknolojiye uyum sağlayamayan elektrik toptancıları, yok olma eşiğine gelecektir. Buna hiç şüpheniz olmasın. Kehanet gibi algılamayın, aklınıza gelen tüm elektrik malzemeleri artık internette satılmakta. Hali hazırda Türkiye’de faaliyet gösteren elektrik toptancılarının cirolarından küçümsenmeyecek paylar almaktadırlar. Yakın bir gelecekte, farklı vade ve teslim seçenekleri ile piyasayı zorlayacaklardır. Aynı zamanda cirosu düşen üreticiler bile ayakta kalmak için internetten satış yapmak zorunda kalacaklardır. Yeni düzene uyum sağlamak için tüm firmalar acil eylem planı yapmalıdır.
Uygulamacılar (taahhüt firmaları)
Bu gurubun bir ferdi olarak, dilimin döndüğünce, sektör temsilcilerinin ortak dilini kullanarak, kendimizi anlatmaya çalışayım. Bizler sektörün lağımcılarıyız diyebilirim. Osmanlı imparatorluğundaki lağımcılar gibi. Adlarını yer altı tüneli denilen lağımdan alan, Hani bedenlerini kendi kazıdıkları mezarlara gömen tünelciler gibi.
17.yy’ın ortalarından itibaren bozulmaya başlayan ve git gide sanattan anlamayan bir sınıf lağımcılar. Toptancı ve müteahhit arasında sıkışmış kalmış gibiyiz. Arka cebimizde ki kontrol kalemi ve penseyle ustalığı ve tüccarlığı harmanlayıp, inşaat, toptancı ve ev üçgeninde yaşayan, birbirimizin kuyusunu kazayım derken, kendi mezarımızı kazdığımızın farkına varmadığımız, bir meslek gurubudur diyebilirim. Kendimiz eder kendimiz buluruz bu sektörde. Biraz para gördü mü cebimiz işi asar, toptancıyı sallar yollarda caka satar, bakarız keyfimize.
 Artık sınıf atlarız, patron derler bize, İşin mahiyetine bakmadan, kar, zarar hesabı yapmadan hemen işe atlar, iyi fiyat verir, günü kurtarma peşine düşeriz. Üç arkadaş bir araya gelir taşeronluk adı altında, kendimiz gibi bir müteahhit bulur, fiyatın dibine vurur sözüm ona çatlatırız piyasayı. Ülkemizdeki hiçbir meslek gurubunda, bilginin değersiz olduğu, bu kadar laçkalığı göremezsiniz. 
Bizler olmazsak ne üreticiler, nede satıcılar varlığını sürdüremez. Çünkü meslek erbapları bizleriz. Biz yoksak kimse yoktur. Anlayacağınız güç bizdedir. Ama birbirimizi yemekten, gücümüzün farkında bile değiliz. Yanlış hesaplar ve yanlış işler yüzünden, bir sürü arkadaşımız yok olup gitmiştir. Hatalarımızdan ders alıp ayağa kalkma zamanıdır.
Kaliteden taviz vermeyen, sözüne özüne güvenilir, Ahlaklı, meslek ilkelerini baş tacı yapan, Ülkemizin aydınlık üreticilerine, toptancılarına ve taahhütcülerine selam olsun…
 Ve son söz…
“Hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca” …
Sevgiyle kalın.
Katkılarınız ve fikirleriniz için: E posta: muhammet@tasarimelektrik.com.tr