224kablo
Köşe Yazıları

EKONOMİK İSTİKRAR

Değerli Volt okurlarım, sektör dostları mayıs ayından merhaba. Bu ay ki yazıma Mustafa Kemal Atatürk’ün “tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür ve ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz. Güçlü bir uygarlığa, kalkınmaya, mutluluğa kavuşamaz ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.” Bu sözleri Nazilli kumaş fabrikasına yapmış olduğu bir ziyaretinde işleyen makineleri görünce söylemiştir. Ne kadar manidar bir söz değil mi? Bugün günümüzde halen bu sözler güncelliğini korumaktadır.
Değerli Volt okurları, bir ülkede üretim ekonomisine bağlı yatırımların devamında dengeler sağlanır, kazançlar oluşur ve halkına olumlu şekilde geri döner. İşsizlik,     enflasyon azalır, alım gücü artar kısacası dengeler yerinde olursa refah seviyesi artar. Bu yazımda istikrar, makro ve mikro istikrar kelimelerini çokça duyuyoruz ve biraz bunlardan söz etmeye çalışacağım. Öncelikle sıkça duyulan ekonomik istikrar nedir? Bunu anlatalım, bir ekonomide genel tanım olarak, fiyatların genel seviyesi ve ödemeler bilançoları ile faiz oranları döviz kurları gibi değişkenlerin kararlı olarak dengede olduğu ve iç ile dış faktörlerin etkisiyle önemli bir takım değişikliklerin beklenmeyen durumu diye tanımlayabiliriz. Biraz daha açarsak, bir ülkede krizlerin yaşanmadığı veya böyle bir durumun olabilirliği konusunda gündem olmadığında, tartışılmadığında ve bunlara istinaden ödeme dengelerinin korunduğu bir sistemin varlığı olarak da ekonomik istikrarı tanımlayabiliriz. Dolayısıyla ekonomide istikrarın sağlanması çok önemli olup maliye politikaları ile bu durumu değerlendirir, denge veya dengesizlik sağlanır. Yani ekonomik istikrarın olabilmesi için, finansal, makro ve mikro dengelerin oluşması için, güven ve adaletin uygulanma biçimi aynı zamanda ülke içindeki siyasal dengeler bir bütün olarak ele alınmalı ki; istikrarlı bir düzen olarak yerini almalıdır. Eski klasik iktisatçılar, istikrarı fiyatlandırma ile eş anlamlıdır diye anlatırlar. Zaten ülkelerde krizlerin oluşma nedenlerinin başında ekonomik denge unsurlarının dengelerinin bozulması veya dalgalı seyretmesinden kaynaklıdır. Bunun da dengeli devam etmeyen büyümenin sonuçları ile istikrarın bozulduğunu anlayabiliyoruz. Son zamanlarda bu değişkenliği ve dengesizliği makro ekonomik istikrar diye anlatılmaya başlandı.
Değerli dostlarım,  bu duruma yani çift haneli büyüme devam ederken tek haneli büyümeye dönüşüme geçiliyorsa bu durum makro ekonomik istikrar diye ifade edilir. Ayrıca iyi sonuçlar vermediği gibi yatırımcılar tarafından da hoş karşılanmaz. Büyüme her zaman dengeli olmalı ki istikrar dediğimiz düzen devam edebilsin. Piyasa dediğimiz ekonomi döngüsündeki dengeli hareket; istihdamı, halkın refah seviyesinin dengeli olması ve üretken toplumun gelecek kaygılarından uzak bir bir halde bulunmaları ülkelerin ekonomilerinde istikrarın sürdüğü anlamına gelir. Bu istikrar dengesi işletmeler için çok önemlidir ve büyümeleri esnasında kendi kurum istikrarının sürdürülebilir olması yönünde önemli sonuçlar sağlayacaktır. Eğer bir işletmede giderleri ile gelirleri arasındaki denge sağlanırsa istikrarlı bir durumda her şeyin yolunda gittiği anlaşılır. Aksi halde son yıllarda duyulan küçülme sözünün yerine negatif büyüme diye söylenen söylemleri çok duyarız. Kötü sonuçlarla karşılaşmamızın adı da kriz olur. Yani ekonomik istikrarın bozulması ekonomik krizin olduğu anlamını taşır.
Değerli dostlarım pandemi sürecini iyi yaşamıyoruz. Gittikçe artan hasta sayısı ve vefat sayısındaki artışın bu durumun ne kadar ciddiye alınması gerektiğini bize bir kez daha gösteriyor. Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını bir kez daha iletirken bayramınızı da içten kutlarım. Sağlıkla kalın hoş kalın.