224kablo
Köşe Yazıları

DÜRÜST OLMAK

Uzun zamandır sokaktaki vatandaşı ve ticaret gündemimizi meşgul eden cumhurbaşkanlığı seçimlerimiz sonuçlandı. Ortaya çıkan sonucun iş dünyamız için hayırlı olmasını dilerim. Bu süreçte her alandaki tartışmalar da sona erdiği için artık konsantrasyonumuzu reel piyasa gerçeklerine çevirmemiz yani “Hayata dönüş” yapmamız gerekiyor.

Uzun zamandır ekonomik verilerin takdir edersiniz ki çok kritik olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde elektrik sektörümüzün bir anlamda fırtınalı denizde iyi kaptanlarına sıkı sıkı sarılması gerekiyor. Sektör patron ve yöneticileri olarak önümüzdeki en az 1 yıl boyunca iç kontrol, finansal risk yönetimi, inovatif ürünler, dijital dönüşüm ve az önce iyi kaptanlar olarak ifade ettiğim yani nitelikli personel konularına kafa yormak zorundayız. Türkiye dinamik nüfusu ve güçlü ticari alt yapısı ile bu zorluğu aşabilecek kapasitede şüphesiz. Ancak içinde bulunduğumuz durum geçmiş dönemdeki konvansiyonel krizler gibi dönemlik depremlere benzemiyor. Doğru yönetildiği takdirde karlılığın tavan yapabileceği, ancak hatalı politikalarla kabus senaryolarına hiç de uzak olmayan karmaşık bir dönemden söz ediyorum. Bu saydığım teknik parametreler üretim ve ticaretin sağlıklı yürümesi için temel kaideler. Ancak bunca kavram içerisinde bizi biz yapan, ticari pazarda kredibilitemizi belirleyen ve en önemlisi sektörde adımız geçtiğinde hepimizin ihtiyacı olan ilk gereksinimi hiç unutmamamız gerekiyor. Dürüst olmak…

Bu konuda çok sevdiğim keyifli hikayelerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Adamın biri, eşeğini satmak için pazara gitmiş. Bir Kabzımal yanaşmış ve sormuş:
– “Kaça bu eşek?”
Adam:
– “Bin lira!” demiş.
Kabzımal:
– “İyiymiş, tam bana göre aldım gitti” demiş.
Adam parayı sayarken, pazar yerindeki at canbazlarından biri alıcının kulağına eğilmiş ve  
– “Yahu görmüyor musun, bu eşek topal. Topal eşeği alıp ne yapacaksın, onun için adam ucuza verdi!”
Alıcı:
– “Sordum öyle değilmiş. Tırnağının arasına taş kaçmış” demiş.
Bunu duyan satıcının bir arkadaşı, eşeği satana koşmuş:
– “Yahu sen eşeği çok ucuza satmışsın. Bu eşek topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!” demiş.
Satıcı gülmüş:
– “Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben çaktım!” demiş.
İşin hilesini duyan biri, gidip eşeği alana:
– “Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı satıcı kendi koymuş. Seni kandırdı!” demiş.
Alıcı:
– “Vay namussuz vay!” demiş. Ve devam etmiş:
– “Eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!” …
Bu hikayedeki en dürüst kişi eşek diyerek güldüğünüzü duyar gibi oluyorum. Ancak dürüst üretim ve ticaretin ülkemiz için evrensel bir değer olduğunu hep birlikte yaşayacağımız gün, içinde bulunduğumuz kritik dönemlerin sebepleri de ortadan kalkacak diye düşünüyorum.