224kablo
Röportajlar

DMY Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş ile Özel Röportaj

1.      Sizi tanıyabilir miyiz?

Davut Yurttaş, 1953 Samsun doğumluyum. DMY Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanıyım. Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunuyum, evli ve üç çocuk babasıyım.

 

 

2.      DMY Elektronik Yatırımlar’ı tanıtıp, faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

DMY Elektronik & Yatırımlar Grubu 49 şirketten oluşmaktadır. Faaliyet alanlarımız Elektronik başta ve en önemlisi olmak üzere, Elektrik, Otomasyon, Enerji, Sağlık, Deniz taşımacılığı vb. konulardır.

Başlıca firmalarımız; Özdisan AŞ.-Elektronik Komponent Tedarik ve Dağıtımı, Tescom AŞ.-Kesintisiz Güç Kaynakları vb. ürünler üretici ve dağıtıcısı, Na-De AŞ.-Aydınlatma, görüntülü sistemler, yangın algılama vb. ürünler üretici ve dağıtıcısı, Savior AŞ.- Makine otomasyonu ürün tedarik, dağıtım ve proje destekçisi, Assan Elektronik- Elektronik kart dizgi, test ve ürün bütünleştiricisi, EMS AŞ.-Elektronik kart dizgi ve ürün bütünleştiricisi, EPC AŞ.- Endüstriyel Elektronik tasarım ve üreticisi, Alpke AŞ.- Trafo teli üreticisi, Alga AŞ.- Bakımsız kuru tip akü tedarik ve dağıtıcısı, Satelcom AŞ.- Telekomünikasyon alanında ürün ve hizmet sağlayıcısı, DMY Uluslar Arası AŞ.- Yurt dışı yatırımlar, DMY Enerji-Solar sahalar, Terra AŞ.-İlaç üretim ve dağıtımı, DMY&DEVBROS AŞ.-Kuru yük taşımacılığı vb. konularda faaliyet göstermektedir.

 

 

3.      Tüm dünyayı sarsan Corona virüsü (Covid-19) sizi nasıl etkiledi?

Covid-19 dünyamızın ve ülkemizin başına gelen en büyük felaketlerden birisi, biraz da insanoğlunun ektiğini biçmesidir. Doğal olarak çalışma ve ticaret ortamını kısıtladığı için tüm faaliyet alanlarımızda önemli gelir kayıplarına yol açtı. Sektörel olarak %10-%50 arasında etkilenen grup firmalarımız var. Evden çalışma, kısa süreli çalışma vb. önlemlerin uygun olduğu firmalarımızda çalışma şeklimizi değiştirmeye uğraşsak da verim konusunda sıkıntı yaşadığımız bir gerçek.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda virüs sebebiyle alınan önlemler siparişleri, ödemeleri ve sevkiyatları fazlası ile etkilediğinden ekonomilerin küçülmesi ve giderek darboğaza girmeleri kaçınılmaz. Biz elimizden geldiğince çalışanlarımızın olumsuz etkilenmeyeceği çözümler üreterek krizin bir an önce bitmesini bekliyoruz.

 

 

4.      Şirketinizde virüsün şimdikinden daha aktif olduğu dönemde Covid-19 virüsü ile ilgili ne tür önlemler aldınız?

Dünya’da virüs konuşulmaya başladığı andan itibaren, daha Türkiye’de ilk vakalar tespit edilmeye başlanmadan biz grup şirketlerimizde öncü tedbirleri almaya başladık. Vakalar artış eğilimine girdiği ve bizlerin de bu ‘tünel’den geçmemizin kaçınılmaz olduğu anlaşıldıktan sonra da tedbirleri sıkılaştırdık.

Şöyle ki, en küçük bir zafiyeti olan çalışanlarımızı hemen eve yolladık.(Yaş, kronik rahatsızlık, hamilelik vb.) Devlet desteği olmadan ilk maskelerimizi dağıtıp kullanım zorunluluğu getirdik, hijyen kurallarını sıkılaştırarak her noktaya gerekli ekipmanları ve malzemeleri dağıttık, tüm şirketlerde giriş, çıkış, yemek molası ve çay molalarında rutin ateş ölçümleri yapmaya, sıkıntılı görünenleri hastaneye sevk etmeye veya evlerine göndermeye başladık. (bu arada bir-iki yüksek ateş neticesi sevklerimizde de çok şükür ki her hangi bir olumsuzluğa rastlanmadı) Ofis, çalışma alanları, servis ve yemekhanelerde ‘’güvenli mesafe’’ uygulamasını başlattık, konu ile ilgili duyuru ve bilgilendirme afişlerini tüm firmalarımızda asarak görsel uygulamalarla eğitimler düzenledik.

Yapmadığımız iki şey; işçi çıkarmak ve ücretsiz izne yollamak!

 

 

 

 

5.      Normalleşme süreci, yıl sonu üretim hedeflerinizi nasıl etkileyecek, bununla alakalı nasıl önlemler alacaksınız?

Görünen o ki; bu belayı kısmen savuşturmuş olsak bile izleri ve kalıntıları uzun zaman hayatı etkilemeye devam edecek, bir anlamda beraber yaşamaya alışacağız. Bu nedenle önce çalışanlarımızın, sonra müşteri ve tedarikçilerimizin mağdur olmayacakları tedbirlerle varlığımızı sürdürmeye devam etmek durumundayız. Ciro kayıplarının yaşanması kaçınılmaz, karlılıktan bahsetmek ise bu durumda olanaksız. Bu nedenlerle yerinde sayma veya sağlıklı küçülmeler gerekli olacak gibi görünüyor. Hayati ve tamamlayıcı yatırımlar dışında tüm harcamaların kontrollü bir şekilde azaltılması gerekliliği var. Sektör farklılıklarına rağmen az ya da çok etkilenmeyen firmamız yok gibi. Grup olarak avantajımız, kriz koşullarında bile parasal kaynağa ulaşmada zorlanmamamız. Bunun sebebi de 40 yıllık geçmişimiz ve prestijli duruşumuz.

Fırtına sonrasına güçlü bir şekilde ulaşacağımıza inancımız tam ve bu dönemde yaşadığımız kısmi kayıpların telafisinin hızlı olacağı düşüncesindeyiz. Çünkü bu dönemde bile çalışan, müşteri, tedarikçi kimseyi mağdur etmediğimiz gibi, dönemsel zorluk yaşayanlarında gücümüz yettiğince yanında olmaya çalışıyoruz

 

 

6.      Covid-19 ile bir nevi mecbur kalınan dijital pazarlama ile ilgili alt yapı çalışmalarınız var mı?

Bu söylem kulağa çok hoş gelmekle birlikte her sektörde farklı uygulamaları olmak zorundadır. Özellikle üretim yapan firmalarda biraz havada kalan bir söylemdir. Her şeyin tanımlı olduğu, alanın satanın belli olduğu konularda dijital pazarlama ve satış nispeten daha uygulanabilir görünse de, sürümü ve talebi az olan endüstriyel ürünlerde durum karmaşıklaşıyor. Müşteriye ulaşma ve ilk temasta dijital yöntemler kısmi olarak kullanılabilse de karşılıklı temas daha uzun süre gerekliliğini sürdürecektir.

Biz grup olarak teknoloji üreten ve satan şirketlerin ağırlıkta olduğu bir topluluğuz. 3 ar-ge merkezimiz ve 9 ar-ge yapan firmamız var. Yani moda terimlerin peşinden koşup zamansız ve gereksiz yatırımlarla şirketlerimizi yormak yerine gerektiği zaman gerekeni yapmayı tercih ederiz. Örnek olarak Özdisan AŞ. şu anda Dünya çapında kullanılabilen ve 100.000’den fazla elektronik komponentin seçiminden satın almasına kadar her şeyin yapılabildiği gelişmiş bir e-ticaret sitesine sahiptir.

 

 

7.      Sosyal mesafeyi korumak adına müşteri ziyaretlerindeki aksamalar sizin iş hacminizi nasıl etkiledi.

Bizim en fazla etkilendiğimiz taraf müşteri ziyaretleri. Hemen herkesin eve çekildiği bir ortamda sıcak temas kurmanın imkansızlığı işlerimizi zorlaştırıyor.

Müşteri memnuniyetini rekabetçi şartlara rağmen kalitemizden ödün vermememiz ve satış sonrası desteğimiz ile sağladığımız kadar, müşterilerimiz ile birebir yüz yüze kurduğumuz ilişkilerle de samimi sıcak iletişimimizi arttırdığımızı düşünüyorum. Yeni normal süreçte aldığımız önlemler çerçevesinde müşteri ziyaretlerimizi yeniden arttırmayı planlıyoruz.

 

 

8.      Firmanızda Covid-19 virüsü dönemi ile ilgili aldığınız ekonomik tedbirler nelerdir?

Tüm Grup Şirketlerimizde aldığımız ekonomik tedbirlerden bahsedecek olursak; 2020 senesinin bu bela ile uğraşarak geçeceğini ön görerek tüm şirketlerimizi felaket sonrasına taşıyabilecek finansal tedbirleri aldığımızı söyleyebilirim. Olası iş kayıplarının yaşatacağı olumsuzlukları minimize edebilmek adına tasarruf tedbirleri almak ve uygulamak önde gelen ödevlerimiz arasındadır. Bu arada iş geliştirme, ürün geliştirme çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

Bazı sektörler virüs sebebi ile hareketlense de bizim grupta 1-2 firma dışında sürece çözüm anlamında dolaylı katkı sağlayan firmamız yok.

Ekonomi olarak baktığımızda tüm firmaların bu süreçten en az hasarla çıkmanın gayreti içinde gerekli önlemleri alma çabasında olduğunu görüyorum.

        9.      Normalleşme sürecinin başladığı şu günlerde firmalarınızda aldığınız tedbirlerde ne gibi değişiklikler oldu?

Ön görülerimizi Haziran ayı başlarında normal yaşam sürecinin başlamasına göre yapmıştık. Bayram sonrası evden çalışma, kısa dönem çalışma, sınırlı müşteri ziyareti vb. kısıtlamalarımızı, tüm sağlık tedbirlerimizi aynen devam ettirerek, hızlı bir şekilde kaldıracağız. Daralan ekonomide kendimize daha fazla hareket alanı açmaya çalışacağız. Nisan ve Mayıs aylarında uğradığımız kayıpların telafisi için daha çok çalışıp daha çok üreteceğiz. Kayıp dönemde sürdürdüğümüz ar-ge projeleri burada önümüzü açacak ürünlere dönüşecek ve pazardaki yerlerimizi koruyup geliştireceğiz.

Bu belanın bizde olumlu olan yansıması, şapkamızı önümüze koyarak sakin bir şekilde faaliyetlerimizi gözden geçirme olanağı sağlamış olmasıdır. Günlük koşuşturma içinde farkına varamadığımız pek çok hatadan dönme şansını yakaladık. Hemen tüm şirketlerimizde verimlilik üst seviyelere taşındı, giderler minimize edildi, ar-ge’nin önemi bir defa daha öne çıktı, yönetsel kıvraklığın Türkiye’deki firmaların avantajı olduğu kafamıza çakıldı… Bankalarla ilişkilerimiz zaten iyiydi, çok daha iyi duruma geldi. Resmi kurumlarla ilişkilerimizde güvenilirliğimizle ön plana çıktık. İstanbul’da yapılan iki pandemi hastanesinin birinde (Sancaktepe) Tescom firmamızın tercih edilmesi, geliştirilen solunum cihazları başta olmak üzere pek çok sağlık ürününde değişik firmalarımızın tedarikçi olarak tercih edilmesi, Savunma Sanayi ile iş birliğimizin ‘’yerli-milli’’ ürünler ve diğer tedarikler tarafında üst seviyelere taşınması bunun bariz göstergeleridir.

 

 

10.  Sektörün öncü firmalarından birisiniz. Bu zor günlerde küçük ve orta ölçekli firmalara tavsiyeleriniz nelerdir?

Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli firmaların ortak özelliği ‘’fırsatçılık’’tır bana göre. Ortaya çıkışları bir fırsatın değerlendirilmesi sonucu olduğu gibi yükselişleri de karşılarına çıkan fırsatları değerlendirebildikleri ölçüde olur. Bu nedenle hemen tamamında bir sermaye yetersizliği söz konusudur. Bu dönemde bu firmalarımızdan zafiyet gösterenler var ise, işte bu sermaye yetersizliği sebebi iledir. Zayıf firmaların, ellerinde fırsat gibi görünen argümanlar para etmemeye başlayınca zor durumda kalmaları ‘’serbest piyasa’’nın doğal sonucudur.  Sermaye yetersizliği zafiyeti olan firmaların herkesten önce küçülmeye gitmeleri, masraflarını minimize etmeleri, sarmal etkisiyle kendilerini daha diplere çekecek davranışlardan uzak durmaları ve mümkün olduğunca Devlet imkanlarından yararlanmaları gerekmektedir. Kısa çalışma, işsizlik ödeneği, kredilerin ve Devlet’e olan ödemelerin yapılandırılması ilk akla gelenlerdir 

 

 

11.  Eklemek ya da belirtmek istediğiniz bir şey var mı?

Bir musibet bin nasihattan yararlıdır derler. Bu vesile ile bilim adamlarımızın, sağlıkçılarımızın, dayanışmanın, bir olmanın, komşuluğun, arkadaşlığın kıymetini bilmeye başladık, bilmeye devam edelim. Paylaşmanın yeniden hatırlanmasının keyfini çıkararak sağlıklı günlere kavuşabilmek için insanlarımızla, doğayla barış içinde kurallara uyalım, bu hastalık ile baş etmenin yolunu henüz bulamamış olduğumuzu unutmadan sosyal izolasyonumuza dikkat edelim ve dışarıya çıkmaya mecbur olmadıkça evde kalalım…