224kablo
Köşe Yazıları

ÇEKLER YAZILINCA

Çek, temelde bir ödeme aracıdır. Şöyle düşünebilirsiniz, satın alma karşılığında Ahmet’e yüklü bir ödeme yapacak olan Mehmet çek düzenleyerek “Ahmetciğim üzerimde şu anda nakit bir milyon lira bulunmamakta, sen al bu kâğıdı Xbankasına git ödemeni al” demektedir. Çekin üç tarafı bulunur: Keşideci (düzenleyen), banka (muhatap) yani ödeyecek kişi ve nihayet lehtardır (lehine çek düzenlenen kişi).
Lehtar çeki bankaya sunduğunda, banka eğer keşidecinin hesabında çek karşılığına yetecek tutar varsa bu tutar kadar ödeme yapmakla yükümlüdür.
Muhataba ibraz anında çekin karşılığı yoksa, muhatap “karşılıksızdır” (“çekin yazılması” olarak bilinir.) işlemini gerçekleştirir ve çeki ibraz eden kişiye yani hamile (hamil lehtar olabileceği gibi ciranta da olabilir) sorumlu olduğu yaprak bedelini öder. 
Çek bir “ödeme aracıdır”. Yani nakit para gibi değerlendirilmelidir. Dolayısıyla çekte “vade” olmaz. Çek görüldüğünde ödenir.
Uygulamada çekin üzerindeki keşide tarihi ileri bir tarih olarak belirlenmek suretiyle, adeta bir vade oluşturulmaktadır. Bu yöntemle çek amacından aykırı şekilde teminat veya kredi amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Bu yöntem karşılıksız çek keşide edilmesi suçunun meydana gelmesinde büyük etkene sahiptir. Uygulamada mal piyasalarında ortalama satışların bazen 90, 120 veya 150 günlük vade ile yapıldığını kabul edersek, Mehmet’in Ahmet’e yapacağı ödemeyi örneğin 90 günlük ödemesini keşide tarihini 90 gün sonraya yazarak yapması mümkündür. Buradaki sorun, Mehmet’in çeki düzenlerken hesabında ilgili tutar kadar para olması gerekirken bu tutarın Mehmet’in hesabında var olup olmadığının veyahutta ibraz tarihinde olup olmayacağının bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Ahmet’in çeki ibraz etmeden bunu bilmesi mümkün olmadığı gibi teknik olarak Mehmet’in hesabına düzenlendiği çek tutarı kadar bir bloke de konmayacağından çek tarihinde Mehmet’in bu tutarı bulundurmaması/bulunduramaması mümkündür. Bu nedenle pek çok işletmenin riski minimize etmek için müşteri çeki dahi olsa ödeme aracı olarak çekleri kabul etmekten kaçındığı, teminat mektubu veya bankaların kullandığı ödeme sistemlerini tercih ettiği görülmektedir.
Ahmet’in Mehmet’ten aldığı çekin karşılıksız çıkması durumunda karşılıksız çek keşide etme suçu oluşur. Bu durumda Ahmet karşılıksızdır işleminin gerçekleştiği günden itibaren 3 ay içinde Mehmet hakkında icra ceza mahkemesinde şikayetçi olabilir. Eğer Ahmet çeki ciro yoluyla Ali’ye verdiyse, çeki elinde bulunduran ve bankaya ibraz eden kişi (hamil) Ali de şikayet hakkını kullanabilir. İcra ceza mahkemesi Mehmet hakkında çek bedelinden az olmamak ve en fazla 1500 güne kadar olmak üzere adli para cezasına hükmeder. Adli para cezası 30 gün içinde ödenmezse doğrudan hapis cezasına çevrilir. Mahkeme gerekli görürse adli para cezasını taksitlere bölebilir.
Adli para cezası ödenmezse kamuya yararlı bir işte çalıştırma (“kamu hizmeti” olarak da bilinir) kararı verilmeden doğrudan hapis cezasına çevrilir. İcra ceza mahkemesi, Mehmet hakkında ayrıca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verebilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin karar UYAP aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Bu ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. 
Mehmet’in önünde üç seçenek vardır: Birincisi, Ahmet şikayet etmeden önce borcunu ödemek. İkincisi, dava açılması halinde dava sırasında borcunu faiziyle birlikte ödeyerek davanın düşmesini sağlama, ceza kesinleştiyse (hapis veya adli para cezası) yine borcunu ödeyerek hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kalkmasına karar verilmesini sağlamak. Üçüncüsü ise, kararın veya cezanın kesinleşmesi halinde Ahmet’in şikayetinden vazgeçmesidir.
Ancak, Mehmet adli para cezasını ödediyse, Ahmet’e olan borcunu ödemesi veya Ahmet’in şikayetten vazgeçmesi halinde devlete ödediği parayı geri alamaz. Ceza alan Mehmet’in aldığı adli para cezası yanında Ahmet’e olan borcu devam etmektedir. Adli para cezası ödense veya hapis cezasına çevrildikten sonra infaz edilse dahi Ahmet alacağının takibi için yasal yollara başvurabilir. Bu süreçlerde alacaklı ve borçlunun tüm aşamalarda iletişime açık olmasının büyük önem arz ettiği söylenebilir.