224kablo
Köşe Yazıları

Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar…

Bir sınav sorumuzdu, üniversitede. Hoca sordu; çekirge bir sıçrar, iki sıçrar… Ne demektir ?

Soru; analiz, yorumlama ve değerlendirme yeteneği talep ediyordu. 

Makro iktisat teorileri arasında yer alan ve Rasyonel Bekleyişler olarak tanımlanan bu kuram ilk kez 1961 yılında John F. Muth tarafından Rational Expectations and the Theory of Price Movements ( Rasyonel Bekleyişler ve Fiyat Hareketleri Teorisi ) adlı çalışmasıyla ifade edildi.

Teori, kısaca bireyin elde edeceği bilgiler neticesinde iktisadi kararlarını akılcı bir şekilde alarak yeni beklentilerini bu bilgi üzerine inşa edeceğini kurguluyordu. Bugün ülkelerin, şirketlerin, karar alıcıların ve nihai olarak hane halkının alacağı kararların bu beklenti haritalarının bir sonucu olarak oluştuğunu söyleyebiliriz.

Alınacak kararlarda ekonomik birimler elde edebilecekleri maksimum veriye ulaşarak kararlarını akılcı bir şekilde oluşturacaklardır. Örneğin günümüzde enflasyon beklentisi kişilerin tasarruf çabasını artırırken üreticilerin arz imkanlarını daraltmaktadır. Daralan ekonomik görünüm durağanlığı meydana getirirken oluşabilecek işsizlik, tüketim ve harcamaları daha da düşürecektir. Bu sarmala giren ekonomi enflasyon endişesiyle piyasadan hızla çekilecek olan likiditenin de etkisiyle daha da zor bir sürece işaret edebilir. 

Peki bu hep böyle mi gidecektir, ülkemizde ortalama yedi yılda bir ekonomik kriz olabildiği istatistik verilere yansımaktadır. Bu krizlerin bazıları dış kaynaklı, bazıları iç dinamiklerden kaynaklı olmakla birlikte tabiidir ki en nihai olarak iç ya da dış krizlere dayanma gücümüzle de ilgisi mevcuttur. 
Şimdi bu ekonomik dalgalanma sürecinde asıl olan bekleyişleri olumluya çevirebilme kabiliyetidir.

Bu aşamada kamu otoritesi gerek parasal gerekse de maliye politikasına yönelik önlemler alacak, yapısal reformlara odaklanarak beklenen orta vadeli plan doğrultusunda piyasaya yön vermeye çalışacaktır. 

Planlama olumlu etkileri oluşturabilirse gereken reformların da inşa edilmesiyle, yurt içi ve yurt dışı yatırımcılar ile hane halkının bu çözümleri olumlu algılamaları neticesinde bekleyişler de rasyonel davranış modeline göre olumluya dönebilecektir.

Bu aşamada dış kaynaklar ve yurt içi tasarruf eğilimlerinin yatırımcılara aktarılması kolaylaşarak iç tüketim ve yatırımlar ile üretim artışı gözlenebilecektir. Ekonomik zorluk ve belki kriz sürecinde kartların yeniden dağıtılacağı bu dönemde yine gereken şansa ayakta ve güçlü duranlar kavuşarak yeni dönemin yükselen işletmeleri haline geleceklerdir. 

Konuyu belki başka bir yazımızda, ünlü matematikçi John Nash’ in Akıl Oyunları ( Beautiful Mind ) filmine konu edildiği şekliyle oyun teorisi penceresinden de ele alabiliriz.

Hane halkı ve nihayet ulusal gelir ve refahın adil dağılımına yönelik hepimizin katkı sağlaması ve bekleyişlerimizi daima rasyonel kılmak dileğiyle.