224kablo
Köşe Yazıları

BURSA İLİNİN VERGİ GELİRLERİ İÇİNDEKİ PAYI

Bir süredir sözü edilen yeni vergi tasarısı 24.10.2019 tarihi itibariyle Meclis’e sunuldu. Sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanması, istihdamın artırılması ve adil bir gelir dağılımının sağlanması için toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren alanlarda değişiklik içeren kanun tekliflerinin     aceleye gelmeden, tüm detaylarıyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının ve iş dünyasının görüşlerinin alınarak mecliste tüm yönleriyle değerlendirilmesinin ekonomimizin etkili işleyişi için son derece önemli olduğu düşüncesindeyim. Vergi mevzuatına ilişkin düzenlemeler mükellef güvenini ve haklarını artırmayı gözeten, ilgili tarafların katkı ve katılımlarını sağlayan, istikran ve öngörülebilirliği esas alan bir yaklaşımla yapılmalıdır.
Vergi politikalarının tasarlanmasında ve uygulanmasında istikrar ve öngörülebilirlik esas olmalıdır. Adaletli bir yönetimin temel esaslarından biri olarak herkese eşit koşullarda çalışma, kazanma hakkı tanınması, herkesten adil bir vergi sistemi ile katkı istenmesi benimsenmelidir.
Kamusal harcamaların en temel finansman kaynağı olan vergilerin kimlerden nasıl ne ölçüde toplanacağı başta Anayasa’nın 73. maddesi olmak üzere vergi kanunlarında düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile amaçlanan kamu harcamalarının finansmanına herkesin mali gücü ile orantılı olarak katılımını sağlamaktır. Verginin mali güce göre alınması aynı zamanda vergide eşitlik ilkesinin uygulama aracıdır. Çünkü her bireyin gelir servet ve harcama düzeyleri birbirinden farklı olduğu için vergilendirmenin adil olabilmesi için her mükellefin mali gücü esas alınmalıdır. 
Bu nedenle kamu gelirlerinin en önemli kaynağı olan vergilerin toplumun her bireyin dolaylı veya dolaysız olarak etkilemektedir. Bu yazımızda Bursa ilinin vergi gelirleri içindeki payı ve mükellef sayısına ilişkin bilgiler verilecektir.
Gelir İdaresi Başkanlığının yayınlamış olduğu 2017 Yılı Gelir İdaresi Faaliyet Raporu’nda 31.12.2017 tarihi itibariyle Türkiye’de toplam faal mükellef (Gerçek kişi, Limited şirketi, Anonim şirketi, ve diğerleri) sayısı 5.540.355 olup, bunun 4.599.750’si gerçek kişilerden, 620.233’ü Limited, 118.383’ü ise Anonim şirketlerden oluşmaktadır. 2017 yılında Bursa ilinde bulunan faal mükellef sayısı 203.304 olup bunun 82.760’ı gelir vergisi, 28.680’i ise kurumlar vergisi mükellefidir. 
Faaliyet Raporunun 172. sayfasında vergi türleriyle ilgili 2017 yılında tahakkuk ve tahsil edilen toplam vergi gelirleri açıklanmıştır. Türkiye’de 2017 yılında tahakkuk eden toplam vergi gelirleri 760.214.267.449-TL olarak gerçekleşmiş olup, tahakkuk eden tutarın 625.512.313.993-TL’si tahsil edilmiştir. Bu miktarın 252.480.300,000-TL’lik kısmı gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerden meydana gelmektedir.  Diğer bir deyişle Türkiye’de 2017 yılında toplanan vergi gelirlerinin yaklaşık % 67’si dolaylı vergilerden (KDV, ÖTV, vb.) % 33’ü ise dolaysız vergilerden (Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, vb.) oluşmaktadır.
Tahakkuk eden tutarın 22.914.007.174-TL’si Bursa ilinde gerçekleşmiş ve 18.249.789.330-TL’lik kısmı 2017 yılında tahsil edilmiştir.  Bursa ilinin Türkiye’de toplanan toplam vergi gelirleri içindeki oranı % 3 olup, il bazında 5. sıradadır.   2017 yılında Türkiye’de tahakkuk eden verginin  % 43’ü İstanbul’da gerçekleşmiştir. 
Türkiye’de uygulanan vergi sistemine bakıldığında 2017 Yılı Gelir İdaresi Faaliyet Raporu’nda vergi gelirlerimizin durumu ile ilgili rakamların “vergide adalet” açısından ülke-mizin ne durumda olduğunu anlamak mümkündür. Vergi gelirlerinin hangi gelir unsurlarından oluştuğu o ülkenin ekonomik sistemi, gelişmişlik düzeyi, vergi sisteminin yapısı, vergi yönetiminin etkinliği, yükümlülerin vergi bilinci ve vergi algısı ile vergi adaletiyle alakalıdır. Gelişmiş ülkelerin vergi gelirle-rine baktığımızda toplam vergi gelirleri içinde gelir üzerinden alınan vergilerin payı % 60’ın üzerinde iken harcama üzerinden alınan vergi gelirlerinin % 40’larda olduğu görülmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bu durum tersine dönmektedir. Bu durumun temel nedeni gelir üzerinden alınan vergilerdeki uygulama güçlüklerine karşılık dolaylı vergilerin idari açıdan kolay uygula-nabilen vergiler olmasıdır.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde de gelir üzerinden alınan vergi payının özellikle de gelir ve kurumlar vergisi payının büyük olması arzu edilir. Çünkü gelir üzerinden alınan vergiler sosyal adaletin ve adil bir gelir dağılımının sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.