Volt Gazetesi dostlarım bu ay ki yazımı yazmaya başlarken bizler neler yaşadık, ne hale geldik, nasıl bir acının içinde kaldık, inanın karmaşık duygular içindeyim. Gaziantep, Malatya, Maraş, Adıyaman, Hatay ve civar illerde yaşanan deprem felaketinden söz ediyorum. Ülkece bir travmanın içindeyiz ve sanırım bu uzun bir süre kolay atlatılacak gibi değil. Yaşamını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim. Ülkemizin başı sağolsun. Değerli dostlarım bir kez daha anladık ki, depremde içinde yaşanılan binaların bizleri öldürdüğü veya yaraladığıdır. Ne yazık ki çabuk unutulan bir gerçek var o da 1999 depremi. Depremin ardından bilim insanlarımız bizlere bu gerçeğin farkında olmamızı ve özellikle binaların inşasının çok önemli olduğunu bu yaşanılanların unutulmaması konusunda sürekli uyarılarda bulundular. 
Değerli Volt Gazetesi okurlarım, sektör dostlarım bilimin ışığında her daim doğrular görülür çünkü bilim, teorisiyle uygulamanın sentezi olarak bize yol gösterir.
Bizler önce tedbirimiz alalım sonrasında tevekkül de bulunalım. Tüm bunlar olurken özellikle ekonomik yönden ilk çeyreğin son ayındayız.
Biliyorsunuz ilk üç ay bir sonraki dönemlerdeki hareketimize ışık tutan verileri bize gösterir. Hedeflerimize ulaşırken beraberinde yaptığımız tahminlerin ne derece doğru olacağını anlatır.
Fakat yaşanılan bu derin ve travmatik gerçek karşısında gelecek ikinci çeyrekte dalgalı olabilecek pozisyonlarla karşılaşacağımızı çekinmeden söyleyebilirim.
Ayrıca dostlarım ben istemesem de bir ikinci dalga enflasyon artışı beklemekteyim. Umarım böyle bir sahneyle karşılaşmayız.
Çünkü bunun sonuçları uzun dönemde bir rahatlama görülmeyeceği anlamını taşır.
Döviz artış hızı, bunu tetikler böylece büyüme kapasite de yavaşlar, ciroda büyüme görülür fakat bunun sonucu ekonomik yönden hepimizi olumsuz etkiler.
Bir an önce yaraların sarılmasına geçilmesiyle, önümüzdeki süreçte kaygılardan çok ekonomimizde olumlu bir ivmenin yakalanması en büyük arzumuzdur.
İşletmelerdeki mali göstergeler bize bu yılın tahmin edildiği kadar iyi geçeceğini gösterirken bu olumsuz yaşanılanların fazla etkisinin olamayacağını da hissettirmektedir.
Ama bir gerçek var ki, bu bir anda gelen ve acıları yaşatan deprem ile tablolarda değişimin ister istemez bir yansıması olacaktır.
Ülkemizin başına gelen bu felaketin bir daha yaşanmaması ve olabilecek bu tür olaylara karşı tedbiri elden bırakmadan yeniden bir yapılaşmanın ve planlamaların geleceğe dönük olarak gerçekleşmesi için üzerinde durulması gereken en önemli görevlerimiz olduğu bilincini toplum olarak idrak etmemiz gerekir.
Önümüzde çok önemli bir ikinci çeyrek dönemi var ve bu dönemde seçimlerin olması veya yapılması muhtemel görülüyor. Ama yine de bir değişiklik olur mu? Bunun sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Bir daha böyle acıların yaşanmaması ümidiyle saygılar sunarım.