Lider dendiğinde zaman birçoğumuzun aklına, protokolde ilk sırada olan, bir kitleye öncülük eden veya talimatlarla bir organizasyonu yöneten güçlü bir karakter geliyor. Bilge dediğimiz zaman ise, özlü sözler söyleyerek toplumu aydınlatan nahif ve sakin insanlar canlanıyor gözümüzde. Zaten iki kavram için de ayrı ayrı sayısız tanımlama birçok mecrada yapıldı. Ancak iki değerli kavram da günümüzün modern yönetim anlayışında tek başına yeterli olmuyor. Öyle ise hem bilgelik, hem de liderlik nasıl olabilir?
Bunun cevabını ise önce doğa bulmuş. Göç ederken ‘V’ şeklini alarak uçan uzun mesafe göçmen kuşları inceleyen bilim insanları, sürüye liderlik eden kuşların yoruldukça görevi sürüdeki başka bir kuşa teslim ettiğini ortaya koymuşlar. Ancak aynı araştırmanın devamında ise; farklı sürülerde yol boyunca uyum bozulduğunda, pozisyonu ne olursa olsun düzeni devralan bir bilge-lider kuşun mutlaka var olduğunu tespit etmişler.
Modern profesyonel ortamda, liderlik ile bilgelik arasındaki bağ giderek daha önemli hale geliyor. Mesela şirketimize işe alım sırasında, genelde bir adayın özgeçmişindeki akademik geçmişe ve deneyimlere bakılır. Ancak, ileri görüşlü yönetimler, gerçek değerin adayın bu eğitim ve deneyimler hakkındaki düşüncelerini anlamakta yattığını kavramış bulunuyor. Adayın sorun çözme becerileri, uyum yeteneği ve duygusal zekasının derinliği ancak bu yaklaşımla ortaya çıkarılabiliyor. Bu yaklaşım siyasetten spora ve iş hayatımızdaki her alanda başarının da yeni sırrı diyebiliriz.
Dünyamızın ve özellikle ülkemizin bu dönemde içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullar, bilge liderlere olan ihtiyacı daha görünür kılıyor. Sorunlar ise hepimizin malumu:

• *Maliyetler hızla artıyor, satışlar artmıyor.
• *Müdür ve yöneticiler artıyor, ancak verimlilik artmıyor.
• *Alacaklar artıyor, ancak nakit akışına ulaşım yavaşlıyor.
• *Toplantılar artıyor, ancak çoğunlukla çözüm bulunamıyor...

Bu ve benzeri sorunlara geleneksel liderler katı tercihlerle geleceğe yönelik hasar veren çözümler üretirken, edilgen bilgeler ise kurumsallık ve sürdürülebilirlik gibi teoride çok değerli ancak pratikte etkinliği sınırlı yaklaşımlarla yetinerek sorunlara karşı bir anlamda seyirci kalıyorlar.
Bilge lider ise ortaya bir çözüm önerisi koyarken, bir yandan birlikte yol aldığı ekibini inandırıyor, diğer yandan da zorlu koşullarda gerektiğinde dümene geçerek riski sırtına alıyor. Bunu da şu şekilde yapıyor;

• *Her çalışanın en üstün meziyetini görüyor, takdir ediyor ve eksiklerini bertaraf ediyor.
• *En karmaşık sorunların genelde en basit açıklamayla çözüldüğünü biliyor ve uyguluyor.
• *Küçük bir pazarcı tezgahından, büyük bir sanayi tesisine kadar her işletmenin kendi dokusuna uygun bir sisteme dayanmasını sağlıyor.
• *Başarının ben değil, biz ile geldiğini biliyor, anlatıyor, benimsetiyor.
• *Ve belki de en önemlisi, Bir iş iyi gidiyorsa, zamanında birisinin cesur bir karar verdiğini bilerek gelecek planı kuruyor.

Profesyonel hayatımızın temeli ve ülkemizin taşıyıcı direği işletmelerimizin kriz dönemlerinde atacağı her adım büyük önem taşırken, alacağımız kararların sadece bir işletmenin değil ülke ekonomisi içinde yaşamlarını kazanan milyonlarca emekçi çalışan için de belirleyici olduğunu hatırlamak ve bu cesaretle yola devam etmek zorundayız.
Göçmen kuşların verdiği dersi iyi alırsak tünelin ucundaki ışığı göreceğiz. 
Ağustos ayının tüm sektörümüze önce sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyor, siz değerli Volt Gazetesi okurlarını saygıyla selamlıyorum.