224kablo
Köşe Yazıları

BAŞ AĞRISI BİR KELİME “DENGE”

Düzenin ve o nu oluşturan parçaların dinamiklerini, dört satırda bize veren Yunus Emre yi, hepimiz biliriz.

Yerden göğe küp dizseler.

Birbirine bend etseler.

Alttan birini çekseler.

Seyreyle sen gümbürtüyü.

Muhtemelen Yunus’un bize anlatmak istediği kelime “Denge” dir. Küpler üst üste durduğu sürece çok sıkıntı yoktur. Âmâ alttan biri kayarsa veya çekilirse “oturun ağlayın” o zaman. “Denge” bir insanın ya da bir nesnenin devrilmeden, dikey durma durumu, bir başka deyişle, vücudun yer çekimi çizgisini veya ağırlık merkezini muhafaza etme becerisidir. Ağırlık merkezinin yatay hareketleride sallanma durumudur. Buna da “yıkılmadık ayaktayız” sözünün bir başka versiyonu diyebiliriz. Sallanabilirsiniz yıkılmadığınız sürece çok problem yoktur.

Hepimizin, birçok “küp” kulesi var aslında. İşimize ailemize, sosyal çevremize veya kendimize ait. Hayatımız boyunca bu kulelerimizin yıkılmaması için elimizden gelen her şeyi yaparız. Kulemiz ne kadar uzunsa, o kadar başımız belada demektir. Hayal ettiğimiz “Denge” noktasını öngöremediğimiz zaman uçağın sallantılı bir iniş yapmasından ziyade, uçağın piste çakılması kaçınılmaz olacaktır. “Bir bütün olarak insanlık, daha azıyla yetinmediği” sürece, kusursuz bir fırtınada küplerimiz savrulup gidecektir. Hayatımızda ancak bir uyum ve “Denge” söz konusuysa her şey mümkün olacaktır. “Her şeye sahip olunamayacağını ve her şeyin aynı anda yapılamayacağını, üzgünüm ama, öğrenmek zorundayız”.

Konuya farklı açılardan baktığımızda bazen “Denge” Evrenin tek sorunu haline de gelebilir. “Bazen sen çok iyi olduğunda, bazı insanları kötü olmak durumunda da bırakabilirsin”. Yani Dengeyi korumak için her zaman iyi olmak zorunda değilsin. Belkide başarısızlıktan kaçmak için, çoğu zaman hareketsiz kalmalısın, harekete geçersen Dengeni o an için kaybedebilirsin. Muhtemelen birini hayatınız ’da yanlış bir yere koyduğunuzda, “Dengenizi alt üst edebilirsiniz. “Riski satın almak sizin elinizde ama”, “Denge” acılarımızı azaltabilir, ilerlememizin önündeki en büyük engelde olabilir. Aslında çok baş ağrısı bir kelime “Denge”. Ya acı çekmeyeyim başım ağırmasın, Dengeli olayım, bana değmeyen Yılan bin yaşasın deyip, yerinde oturacaksın, ya da başlarım Dengesine deyip, kılıcı savuracaksın. “Ya da Bir Cambazın kızgın bir telin üzerinde yürümesi gibi”, önemli olmayan şeyleri boş verip, önemli olanlara tutunacaksın belkide. Bana kalırsa, yaklaşık beş yüz yıldır dünyaya yön veren liderler veya bilim adamlarının, umurunda değildi “Denge”. Dengeleri alt üst edip belkide “sözüm ona” başarılı oldular! Belkide dünyanın Dengesini bozup kıyameti hızlandırmışlardır kim bilir! Anlayacağınız simsiyahtı bu gecenin uçurumu, ne yönümüzü bulabiliyoruz. Ne de Dengede durabiliyoruz. “Yumuşak olduk mu eziliyoruz, sert olduk mu da kırılıyoruz” vesselam…

Yazımızı Stefan Zweig den bir alıntıyla noktalayalım.

O halde kendinle ağzından çıkan söz arasında bir “Denge” kur”.

Sağlıkla ve neşeyle kalın…