A milli Voleybol takımımız Amerika ve Sırbistan zaferlerinin ardından, 2024 Paris Olimpiyatları elemelerini kayıpsız geçerek olimpik vizeyi almayı başardı.
Bu başarının sportif bir müsabakanın çok ötesinde ülkemiz hatta sektörümüz için birçok anlamı var.
Senelerce uluslararası alanda Güreş ve dönemsel olarak Halter sporlarında gösterdiğimiz başarılarda artık kadınlarımızın da adı var.
Halkımızın “Filenin sultanları” olarak tanıdığı kadınlarımız, artık kadın emeğinin değerini ispat etti ve sadece biz erkek yazarlardan oluşan Volt Gazetesi kadrosuna biz de varız, bizi de yazın dedi.
Dolayısıyla bu eşsiz başarıyı sadece sportif yönüyle okumak yetmez. Antrenör değişimi ile birlikte yakalanan inovasyon ile uyarlanabilirlik ruhuyla, işletmelerin değişimi etkili bir şekilde yönlendirebileceğini ve kalıcı başarılar elde edilebileceğini öğretti bize Vargas, Ebrar ve arkadaşları...
Şampiyon kadınlarımız hatırlattı ki; öğrenmeyi, büyümeyi ve adaptasyonu ön plana alan bir ortamı teşvik ederek zorlukların etkilerini hafifletmek bizim elimizdedir.
Bunu yaparken, sadece organizasyonlarımızı geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bir bütün olarak daha esnek ve yenilikçi bir topluma katkıda bulunuyoruz.
1987 yılında yazdığı kitaba “Kadının adı yok” ismini vermişti rahmetli yazar Duygu Asena…
Gururla söyleyebiliriz ki artık köylüsüyle, fabrikadaki işçisiyle, sokakta ve hayatın her kademesinde artık kadınlarımızın hepsinin adı var.
Dilerim bu başarı kadınıyla erkeğiyle dünden daha gelişmiş toplumsal yapısıyla ülkemizin parlak madalyası olsun.
Bu ay 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyet Bayramımız bu vesileyle kutlu olsun.
Bugün üzerinde birlikte emek verdiğimiz ülkemizi bizlere sunan Mustafa Kemal Atatürk ve tüm kurtuluş kahramanlarımızın aziz ruhları şad olsun.