224kablo
Haberler

AMPULÜN İCADI

Edison bir dinleme gezisi sırasında metal fabrikatörü ve Amerika dinamo makinesinin imalatçısı Willam Wallace’ın yaptığı yeni elektrik lambasını gözden geçirmeye davet edildi. Edison tahta çerçeveyle hareket eden iki koldan ibaret basit cihazın karşısına grafit plaka iliştirilmişti. Her iki plakayı birleştiren elektrik akımı ve mavi ışık yayı gibi görünüyordu. Gözleri kamaştıran bu alev, grafit plakaları çabucak eritiveriyordu.

Edison’un 40-50 iş arkadaşıyla işe koyulma tarzı, bilim araştırmaları tarihinde eşsizdir. Ara vermeden çalışıyorlardı. Atölyede yapılan ufak cam ampullerin içerisindeki hava, elektrik akımının kızgın hale getireceği maddenin yanmasına engel olmak için boşaltıyordu. Fakat esas mesele bu maddenin ne olacağı konusundaydı. Kimi maddeler çok az dayanabiliyor, kimileri çok pahalıya mal oluyordu. Halbuki Edison öylesine ucuz bir lamba yapmak istiyordu ki, herkes alıp evine takabilsin. Kömürleştirme işleminden geçmiş mukavva, hindistan cevizi kabuğu, mantar, hatta atölyeyi gezmeye gelen bir misafirin kızıl sakalından bir iki tel bile denendi. Durmadan çalışmak yüzünden Edison’un gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu. Peş peşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı “Artık bu işten vazgeçsek, çünkü şu ana kadar bine yakın deney yaptık ve hiçbirinden sonuç alamadık!” dedi. Edison hemen itiraz etti ve: “Bu doğru değil! Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir. Çünkü aradığımız şeyin bin farklı yapılamama şeklini öğrenmiş olduk.” dedi. Bu Edison’un tarihe geçmiş en önemli sözüdür.
1879 Kasım’ında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu. Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu. Birden yerinden fırladı, laboratuvara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. Bir yumak ip alıp, ufak parçalar halinde bölmelerini ve kömürleştirip lambaya takmalarını söyledi. Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen söylenileni yaptılar. Edison’un bu fikri, çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare gibi görülüyordu.

Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bir tanesi kırılmadan lambaya takılabildi. Lambanın havası hemen boşaltıldı. Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi. Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıp, acaba ne kadar sürecek diye kara kara düşünüyorlardı.
Ampul saatlerce sönmedi. Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak, binlerce sayaç yerleştirmek, duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti. 4 eylül 1882’de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.

Edison, devrinin en büyük meraklısı ilan edildi. Herkes sadece lambaları değil, onu da görebilmek için akın etti. Edison’u tanımayan kimse kalmadı. Edison’un en önemli yeri Menlo Park, New Jersey’deki ilk endüstriyel araştırma laboratuvarıydı. Sürekli olarak teknolojik keşifler ve geliştirmeler-iyileştirmeler yapmak gibi özel bir amaç için kurulmuş ilk kurumdu. Edison birçok icadını resmi olarak bu laboratuvarda üretmiş, birçok çalışanı onun direktifleri doğrultusunda icatların araştırma ve geliştirmesinde görev almıştır.

Elektrik mühendisi William Joseph Hammer, 1879 Aralık’ında Edison’un laboratuvar asistanı olarak görevine başlamıştır. Telefon, fonograf, elektrikli tren, demir madeni ayıracı, elektrikli aydınlatma ve diğer birçok icatta büyük katkılarda bulunmuştur. Hammer’ı özel kılan ise elektrik ampulünün icadındaki ve bu aletin geliştirme ve testleri sırasındaki çalışmalarıdır. Hammer 1880’de Edison’un lamba çalışmalarının şef mühendisi olmuş, bu mevkideki ilk yılında Francis Robbins Upton’ın genel müdürlüğünü yaptığı fabrika 50.000 ampul üretmiştir. Edison’a göre Hammer elektrik ampulünün bir öncüsüdür.