224kablo
Köşe Yazıları

HOŞGELDiN BAHAR

Büyüklerimizin ''Kocakarı soğukları'' olarak tanımladıkları ve geleneksel olarak 11 ila 17 Mart tarihleri arasında gerçekleşen bir doğa olayı vardır.  Halk dilinde "kocakarı soğukları” olarak bilin-se de, aslında orijinal adı Berdül'acüz olan bu hadise oldukça anlamlı bir benzetmeden geliyor. "Acüz" omurgamızdaki "kuyruk sokumu" dediğimiz son kemiğin ismi. Yani soğuğun kuyruk sokumuna kadar hissedilmesinden dolayı böyle bir benzetme söz konusu. Bu kelime Arapça’da kocakarı manasına gelen "acüze" sözcüğü ile karıştırılınca, bir de üstüne bu soğuklarda çok fazla yaşlı kadının hayatını kaybetmesi söz konusu olunca deyim halkın ağzına "kocakarı soğukları" olarak kalmış. Rivayetin bir diğer trajik anlatımında ise, sekiz oğlu olan yaşlı dul bir kadın evlenmek ister ama oğulları müsaade etmez. Kadın çok ısrar edince, mart ayının soğuk günlerinde sekiz gece dışarda kalabilirse evlenebileceği koşulunu koyan oğullarının isteğine uyan kadın sekizinci gün sonunda donarak yaşamını yitirir. Bu konuda anlatılan acı tatlı tüm rivayetlerin ortak noktası ise soğukların, ayazların, boranların insanlık tarihi boyunca her zaman var olduğu ancak her kışın sonunda mutlaka baharın geleceğidir.
Değerli Volt Gazetesi okurları, piyasalarda hala koca karı soğukları yaşandığını açık bir şekilde söyleyebiliriz. Yükselen faize rağmen TCMB kurdaki sıçramayı önlemek için geride kalan 4 haftada 20 Milyar Dolar tutarında rezerv satışı yaptı. Enflasyonla mücadele programına gelmesi umut edilen dış destek henüz gelmedi. Kredi muslukları yine kapatıldı, ticari kredi kartlarına kısıtlamalar getirildi, Bir de üstüne ihtiyaç faizlerinin %70'ler, mevduat faizlerinin ise %60'lar seviyesine ulaştığı bu dönemde biz sanayicilerin ve ticaret tarafının öngörülebilir bir yol haritası çizmesi çok mümkün görünmüyor. Seçimler öncesinde konuşulan zam beklentileri ve enerji fiyatlarındaki güncellemeler, sanayiciler başta olmak üzere tüm piyasalardaki endişeleri de su yüzüne çıkarıyor diyebi-liriz. Piyasalardaki genel kanı, ikinci çeyreğin genel olarak durgun bir piyasa dönemi vaat ettiği ve ekonomik parametrelerdeki gelişmelere göre piyasa aktörlerinin tavır alacağı yönünde.
Uzunca bir süredir yazılarımda dile getirdiğim ekonomik karakışın bahar aylarıyla birlikte son bulması pek mümkün görünmese de, toplumsal anlamda oluşacak bir bahar havasının aşama aşama piyasalara ve farklı toplum katmanlarına yansıması, zannediyorum uzunca bir süre kocakarı soğuklarını iliklerine kadar hisseden bu ülke insanının fazlasıyla hakkı diye düşünüyorum. 
Öyle ya, değişmez bir kadidedir, kış biter ve bahar gelir…Bu güzel havada insanlar ve hayvanlar tüm güzellikleriyle her yerde olurlar. Bahçelerde ve kente yakın tarlalarda, çarşıda ve sokaklarda, mağazalarda ve parklarda... Bahar her zaman umut vermiştir içinde iyilikten bir parça taşıyan herkese. Yeni bir sayfa açılır ve yeni bir yaşa girme heyecanı oluşur insanda. Uzun bir yolculuk yapma isteği ve doğanın içinde harmanlanma duygusu kaplar genç yaşlı herkesi. İnsanlar güneşi özlemiş olurlar, güneş de buna karşılık vermeden duramaz ve yakmadan, incitmeden dokunur doğaya ve insana. Bahar aylarının bu olumlu ruhu gençleştirir insanı, yıllar öncesine götürür. Çocukken yaptıklarımız aklımıza gelir, bahar anıları bir anlamda insanın içinde hiç büyümeyen çocuktur aslında. Bugün öngörülebilirlik dediğimiz kavram da aslında bürünmek istediğimiz berrak bir ruh hali ve stressiz zamanlardır.
Nisan ayı için siz değerli Volt Gazetesi okurlarına bir de kitap önerim var. Yazar Hagop Baronyan'ın kaleme aldığı İstanbul     Mahallelerinde Bir Gezinti’de 19. yüzyılın ikinci yarısının İstanbul’unda 34 mahallenin toplum yaşantısı ve mahalle hayatını oldukça kuvvetli bir mizahi dille anlatılıyor. Baronyan, rengini, “siluetini” ve hatta halklarını büyük ölçüde kaybetmiş bir şehrin mazisine başka bir gözle bakmamızı sağlıyor. Can yayınlarından çıkan 136 sayfalık bu eser, unuttuğumuz güzel günleri yeniden hatırlatma anlamında oldukça güzel bir el kitabı diyebilirim.
Gerek ekonomik, gerekse sosyolojik anlamda çok zor dönemlerden geçti ülke sanayicisi, memuru, işçisi, emeklisi, öğrencisi ve bu ülkeye emek veren genç yaşlı herkesi. Temennim yeni adım attığımız bahar döneminin tüm görkemiyle gelmesi ve bir çocuğun sabah erkenden penceremizin önünde haykırmasıdır: HOŞ GELDİN BAHAR...
Bahar aylarının coşkusunun Volt Gazetesi okurlarına sağlık, esenlik ve mutluluk getirmesini diler, sayıları on binlere ulaşan ve şahsıma değerli teveccühlerini ileten tüm kıymetli okurlarımıza yürekten selamlarımı sunarım.