224kablo
Köşe Yazıları

ÇOK ÇALIŞMAK MI YOKSA AKILLI ÇALIŞMAK MI?

Daha eşit ve sürdürülebilir bir dünya yaratmanın yolu eşit şartlarda eğitim görüp, üretime eşit şartlarda katkıda bulunmaktan geçiyor. Yolumuz uzun, ancak atacağımız adımlar bizi her gün hedefe biraz daha yakınlaştırıyor. Buna karşın bazı zamanlar hedefe giden yolda çok çaba harcamak tek başına yeterli olmuyor.  Doğru yöntemin ne olduğunu bulamamak; zaman kaybına, itibar kaybına, motivasyonun eksilmesine, harcanan paranın uçup gitmesine sebep oluyor. Doğru yöntemler ile çalışmamak ise emeklerinin büyük bir kısmının buhar olup uçmasına neden oluyor.

Ancak biz her zamanki gibi pozitif ve akılcı bakış açımıza odaklanalım ve Alman bilim insanı Albert Einstein'ın bu konudaki çok sade ve net tespitine kulak verelim. Diyor ki Einstein, "Başarı, doğru yöntemi uygulayanın yanındadır." .  Yani Einstein'ın yaklaşımından yola çıkarak anlıyoruz ki, başarının tesadüflere dayalı olmadığı tezinin üzerine bir de başarıya giden yolda attığımız adımların ölçeği, hızı ve zamanlamasının önemi de son derece belirleyici.  

Ünlü İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes, 1930’larda torunlarının neslinin haftada sadece 15 saat çalışacağını söylüyordu. Ancak ünlü ekonomist bu tahmininde yanıldı ve torunları eskiye göre çok daha zorlu bir çalışma sistemiyle karşılaştı. Günümüzde ise iş ve özel hayat sınırlarının giderek bulanıklaştığı bir sistemdeyiz. Özellikle çalışma hayatında birçok alanda devrim niteliğinde değişimlere yol açan küresel pandemi süreci sonrasında artık sabah 9’da başlayıp akşam 6’da biten bir mesai ile çalışan insan sayısının azaldığını görüyoruz. Ekiplerimizin iş hayatına biraz odaklanırsak, birçoğunun e-postaları akşam ya da hafta sonu da kontrol etmek, cevaplamak, hatta sunum ya da rapor hazırlamak gibi zorunlulukları bulunuyor.  Bunca otomasyon sisteminin hayatımıza dahil olmasına karşın, yapılacak çok fazla iş olmaya devam ediyor. Üstelik bunu yapmak için de gün içinde çok fazla zaman olmuyor. İyi de bunca kaos içinde biz liderlerin çalışanlara nasıl bir yol haritası ile başarının formülünü vermesi gerekiyor?

Bunun için  benimsenmesi gereken yetkinlikleri ise şu şekilde özetleyebiliriz:

Hedef Belirleme ve Planlama: Hedefler ve plan yürümek istediğiniz yolu görünür hale getirir. Hedefinizde ne olduğunu görmek bir haritaya bakıyor gibi ilerlemenizi ve nasıl adım atmanız gerektiği hakkında bilgi verir. Söz gelimi doğru müşteri kitlesi için sahada doğru hedeflerin belirlenmesi ve müşteriyle sürdürülebilir ilişkinin planlanması buna örnektir.

Öncelikleri Belirleme: Bu süreç, temelde toparlama, değerlendirme, organize etme, gözden geçirme ve uygulama aşamalarını içeren 5 adımdan oluşur. Kalıcı uygulaması durumunda, günümüzde pek çok kişinin nadiren yaşadığı o rahat ve üretken olma hissini yaratır.

Sürekli Öğrenme ve Gelişim: Sürekli öğrenme modeli, bir bireyin devamlı bir şekilde bilgiye aç olması ve kendine yeni bilgi ve kazanımlar sağlamasını hedefleyen görüşü konu edinir. Bu model, bireylerin kendini sürekli olarak geliştirmeye iter. Burada belirleyici olan ise yeni adaylar yaratma potansiyeli olan güçlü liderlerdir.

İş birliği ve İletişim: Çalışanların, çalışma gruplarının ve kurumların kendi içlerinde ya da birbirleri ile veri, enformasyon ve bilgi alışverişini düzenli ve engelsizce sağladıkları yöntemdir. Sağlıklı bilgi akışını devasa çarklardaki sürtünmeyi azaltan yağ gibi düşünebiliriz.

Motivasyon ve İnanç: Çalıştığı kuruma aidiyet duyan ve sabah işe koşar adım gelen çalışanların oluşturduğu toplulukların sahip olduğu değerlerdir. Emir veren geleneksel yönetici tipinde zorunlu, ancak çalışanlara dokunan liderlerin ekibinin doğal yaklaşımıdır.

Teorik ve Pratik denge: Kurumsal şirketlerin teorik hantallığın, patron şirketlerinin ise pratik yaklaşımlarının oluşturduğu kazaların orta yoludur. Masa ve saha arasındaki koordinasyonun planlanması ile çalışanın bildiği ve uyguladığı, günün sonunda inandığı yöntemdir.

Bir başka ve basit bir anlatımla diyebiliriz ki değerli Volt Gazetesi okurları, Doğru kapıyı bulmak kadar, kapıyı açabilmek için doğru anahtarı da kullanmak önemlidir. 

Tabi anahtarı kaybetmemek koşuluyla