224kablo
Röportajlar

AYIK ELEKTRİK'LE ÖYKÜ TADINDA RÖPORTAJ

Sn. Hıdır Ayık, kendinizi okurlarımıza tanıtır mısınız, Kısa özgeçmişinizle birlikte…

Ben Hıdır Ayık 1965 Sivas doğumlu, İlkokul mezunuyum. İlkokulu Sivas Kangal Dereköy ilçesinde okudum. 1976’da İstanbul’a göç ettik.

-İş yerinizi kurarken neler yaşadınız? Sektöre nasıl girdiniz?

1978 yılında çeşitli sektörlerde çırak olarak çalışmaya başladım. 1979 yılında elektrikçide çalışmaya başladım elektrik benim için çok ilgi çekici idi. Çocuk aklımla o duvardaki düğmeye basınca, tavandaki ışık nasıl yanıyor çok şaşırır, öğrenmek için heves ederdim. 1979’da özel teknikler birimi adlı kurumdan 8 ay eğitim aldım.

1980’de Ankara akşam çıraklık eğitim merkezi sınavını kazanıp ehliyet almaya hak kazandım.  Orada  1985 yılına kadar çalıştım. 1985’de askere gittim. 1987’de askerden geldim ve kendi dükkanımı açtım.Dükkanı  çok zor şartlarda ve yoklukla açtım. Hatta dükkanı ilk açtığımda aldığım malzemelerin irsaliyesini hala saklarım.

- Firmanızın dünden bugüne kat ettiği mesafe hakkında bilgi verir misiniz?

1987 yılında faaliyete başladık. İlk aylarda hiç iş yoktu, evim ile dükkan arası 9 km mesafeyi  çoğu kez yürüyerek gittiğim olurdu. Tek başıma çalışıyordum. Sadece kablo çekme işi olduğunda babamı yardıma çağırıyordum. 1987 Aralık ayında oğlum Volkan Ayık doğdu. Çok kısmetli bir çocuktu ve işlerimiz açıldı. 1988 yılında Ali Ortaaçar benim yanıma çırak olarak başladı. Henüz  ilkokul öğrencisiydi. Okul çıkışları ve hafta sonları çalışıyordu. çok küçük olduğundan dükkanda tutuyordum onu, dışarıya götürmeye kıyamıyordum. Yeni ustalar iş yerıme aldım bu arada.  İşlerim rayına oturmuştu. 90’lı yıllarda Ali’yi  dışarıya göndermeye başladım. Çırağımız Ali ikinci evladım gibiydi. 2000’li yıllarda, ustam Ali, onun çırağı oğlum Volkan’dı.  İşlere beraber giderlerdi. Ben dükkanda otururdum. 2000 yılında Ali askere gitti. Askerlik boyunca ziyaretine gittim, harçlığını gönderdim. Askerden geldiğinde de işi  hazırdı. Oğlum 2003’de Endüstri Meslek Lisesi elektrik bölümüne başladı.  2006’da mezun oldu. Artık şantiye işleri tamamen onlardaydı. Ekibimizde yeni ustalarla kalabalıklaşmıştı. Gözüm arkada kalmıyordu. 2007-2008 dönemi oğlum Volkan askere gitmişti. Geldiğinde tekrar aynı şekilde devam etti. Artık sadece inşaat değil oğlumun ve ustamın almış olduğu eğitim doğrultusunda yangın sistemleri kamera güvenlik sistemleri alanında da faaliyet göstermeye başlamıştık.

-Aslında yaptığınız şey tam bir ahilik örneği. Çırağınızı evladınızdan ayırmadınız. Neler yaşandı bu süreçte?

 Benim hedefim şuydu; iki oğlum var, büyük oğlum volkan Ayık, küçük oğlum Okan Ayık Okan’ı okutup evlendirdikten sonra emekliye ayrılıp kendime zaman ayırmak. Okan yazılım mühendisi oldu evlendi. Şuan TÜBİTAK’ta yazılım mühendisi olarak çalışıyor. İşlerimizin bugünlere gelmesinde her zerresinde emeği olan Ali’de oğlumda beni hiç bir iş de üzmediler. Hiç bir projede beni mahcup ta etmediler aldığımız bütün isleri layıkıyla bitirip teslim ettik.

-Sektörün dününü, bugününü ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Sektörümüz çok zor özveri ve tecrübe isteyen bir sektördür. 32 yıllık meslek hayatımda, yaklaşık 20 usta yetiştirdik. Bir kısmı kendine dükkan açtı. Bir kısmı daha büyük firmalara geçti. Ama yıllar geçtikçe sektör eleman yetiştirilemeyecek hale geldi. Bunun iki sebebi  var. Bir; işimizin ağır ve zor olması, kimse çocuğuna kıyamıyor haliyle. İkincisi yasaların eleman çalıştırma şartlarını ağırlaştırmış olması. Bu dükkanın son çırağı oğlum Volkan Ayık’tır.

-Sizin en öne çıkan özelliğiniz kendi oğlunuzla çırağınızı kardeş gibi yetiştirmeniz ve firmanızı bu iki kardeşe teslim etmeniz. Sizinle çalışmaya kaç yaşında başladılar?

Ben son derece sert görünümü olan bir insanım, yapı olarak böyleydim. Oğlumla diğer ustalarıma hiç  işle ilgili karışmazdım onların başında ustam Ali  vardı sorumluluk ondaydı. Yeri geldi birbirimize bağırdık. Yeri geldi kavga ettik. Birbirimize nazımız geçiyordu ve küslük olmuyordu. Ali’de benim kendi oğlum gibiydi. 2001 yılında ustam Ali evlendiğinde nikah sahidi ben oldum.  Ali; oğlum Volkan’ın bebekliğinden beri yanındaydı zaten.

-Siz, oğlunuz ve çırağınız, firmanızı bugüne taşıdınız. Bu süreçte onlara en önemli tavsiyeleriniz neler oldu?

Bugüne kadar onlara hep şunu söyledim; Malzeme benim malzemem,  zaman benim zamanım hiçbir işte imalatta montajda acele etmeyin. Hiçbir malzemeden kaçmayın. Eksik  iş yapıp beni müşterilerime rezil etmeyin. Onlarda hiçbir zaman beni mahcup etmediler.

- Firmanızı oğlunuz ve çırağınıza emanet etmeye nasıl karar verdiniz?

Her ikiside şantiyelerde uygulamaya hakim kişiler. Ama dükkan işletmede hiçbir  tecrübeleri yoktu. İyi isim yapmış bir firmayı kapatmak veya satmak bana doğru gelmiyordu. Sonra bi anlık kararla ceketimi aldım çıktım. Dükkanla ilgili kararı da bir anlamda onlara bırakmış oldum. Ama şuanda çok gururluyum. Her ikiside aslanlar gibi bu işi yapıyorlar. Müşterilerim beni arayıp “Çok iyi yetiştirmişsin çocukları.” demeleri  beni gururlandırıyor.  Toptancılarım arar” Abi sanki hala sen varsın ödemelerini zamanında yapıyorlar.” diyorlar yine gururlanıyorum. Muhasebecimiz arar” Abi vergi borçlarını zamanında ödüyorlar.” dediklerinde dükkanı satmayarak doğru bir karar verdiğimi daha iyi anlıyorum.

-Zaman zaman size danışıyorlar mı? Hangi konularda onlara danışmanlık yapıyorsunuz?

Evet hala bana danışırlar. Örneğin “Baba şu malzeme lazım, bulamadım nerden buluruz? veya bu ödemeyi çek ile mi yapalım?.” diye danışırlar.  Bazen gece çalışmaları olur “Baba biz gece çalışınca  gündüz dükkanı sen açar mısın? derler. Memnuniyetle onlara destek olurum.

VOLKAN AYIK:

 -Babanız ile keyif verici bir röportaj yaptık. Bazı konularda sizinde görüşlerinizi almak isteriz. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Volkan Ayık 1987 İstanbul doğumluyum Meslek lisesi Elektrik bölümü mezunuyum. Okul hayatım çokta başarılı sayılmaz. Hatta babamın da ısrarıyla meslek lisesi Elektrik bölümünü bitirdim.

2008’de askerden geldim.  2011 yılında evlendim. 2018 yılında ikiz çocuklarım Rüzgar Ali ve Doruk Ali dünyaya geldiler.

-Şimdi de bir zamanlar babanızın çırağıyla aynı firmayı yönetiyorsunuz.  Aranızda nasıl bir iş bölümü var?

 Aslında kesin adı konmuş bir iş bolumu yok, ama satın alma, muhasebe ödeme işleri bende. Şantiyelerde de birlikte çalışıyoruz. Ali abi elektrik alanında daha iyi, ben kamera ve güvenlik sistemleri alanında daha iyiyim işin gerektirdiği durumuna göre hareket ediyoruz.

-İş hayatınız nasıl başladı, babanızla birlikte çalışmak zor muydu, kolay mıydı?

 İş hayatım henüz ilk okul yıllarında hafta sonları dükkâna gelmek ve yaz tatillerinde çalışmakla başladı. 13-14 yaşında çıraklığın üstünde mesleki bilgim vardı. Ufak tefek işleri kendim yapabiliyordum. Babam son derece disiplinli bir insandır. Çoğu işte tartışırız aksam arabaya binip

eve gittiğimizde hiç bir sorun kalmaz baba oğul olarak devam ederiz. Ancak işyerinde dükkâna gelince işçi patronuz. Birbirimize hiç kırılmayız.

-Babanız çırağını sizden ayrı tutmamış, kardeş gibi yetişmişsiniz. O yılları anlatır mısınız?

Evet babam Ali abiyi bizlerden hiç ayırmadı. Zaten ben de onu abim gibi görüyordum kendimi bildim bileli hayatımızda vardı, zaten aileden biri gibiydi bugüne kadar Ali abimle de abi kardeş gibiydik

yeri geldi tartıştık kavga ettik ama, bir insan kardeşi ile nasıl kavga edip barışırsa bizimkisi de o şekildeydi. İşlere beraber giderdik. Bazen akşama kadar bitmeyecek işleri yemek molası vermeden erken saatte başlayıp erken bitirip gezmeye bile gittiğimiz oluyordu. Şehir dışı işlerde iş dışı saatlerde beraber gezip tozardık.

-Ortaklık çoğu zaman zor ve içinde riskler barındıran bir durumdur. Siz görüş ayrılıkları yaşıyor musunuz? Bu zorlukları nasıl aşıyorsunuz?

Yaklaşık 8-9 ay oldu. Bu güne kadar böyle bir şey yasamadık. Çünkü ikimizde birbirimizin her şeyini biliyoruz. Yani birbirimizin karşı ayrılık yaşayacak bir durum olmuyor. Birbirimizi çok iyi tanıdığımızdan sorunlara karşı nasıl davranacağımızı biliyoruz.

-Babanız gibi siz de çırak yetiştiriyor musunuz? Günün birinde siz de babanız gibi firmanızı çırağınıza emanet eder misiniz?
Maalesef yıllardır bu işte yetiştirilecek personel bulamıyoruz. Çıraklık müessesi artık eskisi gibi değil. eleman sıkıntısı olsa da, mesleki okullarda yetişmiş
elemanların çoğalması, sektöre katılması ile çıraklık eğitiminin şekil değiştirmesine yol açtı.

Ali ORTAAÇAR

-Ali bey merhabalar, gerek Ustanız Hıdır Ayık gerekse İş ortağınız Volkan Ayık’ın iş hayatlarına ilişkin görüşlerini aldık. Öncelikle
kendinizi tanıtarak başlayabilir miyiz sohbetimize?

1977 Kastamonu doğumluyum. İlk ve ortaokulu İstanbulda okudum aynı iş hayatına da atıldım.Hayatım boyunca ayık elektrikte çalıştım.
Başka bir dükkan ve sektör tecrübem olmadı evliyim 3 çocuk babasıyım.
- İş hayatınız nasıl başladı?
Vitrinde çırak aranıyor yazısı gördüm ve Ayık elektriğe girip iş istedim. İlk yaz tatili ve okul çıkışları çalışıyordum sonraları tam mesaiye geçtim.
-Ustanız Hıdır Ayık, sizi kendi evladından ayırmamış, çocuğuyla da kardeş gibi olmuşsunuz. Bu nasıl oldu?
Ustam beni kendi evladından ayırmadı. Ben zaten çok küçüktüm ustamın yanında büyüdüm. Her zaman beraberdik yemekleri dahil bütün gün hep beraberdik. Belirgin bir mesai saatimiz yoktu, iş olunca çalışıyorduk iş yokken oturuyorduk. Yani ben Ustamın yanında büyüdüm, Volkan Ayık’ta kardeş gibi benim yanımda büyüdü, böylece bir aile olduk diyebilirim.
-Bir zamanlar çırak olduğunuz firmada şimdi patronsunuz. Bu aynı zamanda önemli bir başarı hikayesi. Bu hikayeyi anlatır mısınız?
Hiç bir zaman işten korkmadım ve kaçmadım daima dürüst oldum. Hiç bir zaman yalan söylemedim ve ustama hem işle alakalı, hem genel olarak mahcup olacak bir davranışta bulunmadım.
-Ortaklık çoğu zaman zor ve içinde riskler barındıran bir durumdur. Sizlerde görüş ayrılıkları yaşıyor musunuz? Bu zorlukları nasıl aşıyorsunuz?
Volkan Ayık küçüklükten beri yanımda büyüdüğü için huyunu yapabilenlerini ve yapamayacaklarını bildiğim için zorluk yasamıyorum. Ondan yapamayacağı bir şey istemiyorum, oda aynı şekilde davranıyor. Bu yüzden bir görüş ayrılığı yaşamıyoruz. Yaşasak da belirttiğim nedenlerle konuyu hızla çözüyoruz.
-Ustanız gibi siz de çırak yetiştiriyor musunuz? Günün birinde siz de firmanızı çırağınıza emanet eder misiniz?
 Maalesef bu dükkânın son çırağı Volkan Ayık oldu. Yeni personel bulamıyoruz bunun iki sebebi var; birincisi işin ağır olması ikincisi yasaların çırak çalıştırma şartları. İkinci sorunun cevabı ise bunun olacağını düşünmüyorum.
-Sektörün bugünü ve geleceğine ilişkin değerlendirmeleriniz nedir?
Okullu personelin artması, çıraklık eğitiminin okullardan yapılması, yetişmiş eleman sıkıntısı yarattı sektörümüzde. Okul ile iş hayatında uygulama haliyle farklı, uyum süreci zor oluyor. Yetiştirilecek personel bulunmadığı için ilerde çalışacak usta ve eleman sıkıntısı daha da artacak diye düşünüyorum.