224kablo
Köşe Yazıları

ATATÜRK'ÜN VASİYETİDİR ÜLKEMİZDE ÜRETMEK

Değerli Volt Gazetesi okurları ve sektörümüzün kıymetli paydaşları, takdir edersiniz ki bir ülkenin bağımsızlığının temeli, ekonomik gücüdür. Bu güce sahip olmanın öncelikli koşulu ise azami yerli kaynaklarla ve yerli iş gücüyle üretmekten geçer. Bulunduğumuz Kasım ayının 10. gününde aramızdan ayrılışı vesilesiyle saygı ve rahmetle anacağımız ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözü ise kanımca üreten Türkiye'nin yol haritasıdır.

Hatırlayalım ki cumhuriyetin ilk yıllarında, Osmanlı’dan devraldığı ekonomik enkaza rağmen gerçekleştirdiği sanayi devrimiyle, Türkiye Cumhuriyeti endüstriyel bağımsızlığının temellerini attı. 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de düzenlenen İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararları incelediğimizde , bugün ülkemizin ihtiyacı olan yerli sanayinin teşviki, kurulması, finansmanı ve nitelikli işgücü eğitimi konuları bugün hala ülkemiz için stratejik önemini korumaktadır.

Geçtiğimiz ay büyük bir mutlulukla kutladığımız Cumhuriyetimizin 100. yılında ulaştığımız nokta ile gurur duyarken, özellikle ekonomik alanda muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmek konusunda önümüzde hala uzun bir yol olduğunu fark ederek, azimle çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.

Bugüne geldiğimizde ise ulusal ekonominin temelini oluşturan biz yerli üreticilerin gözü sürekli mali tablolarda. Merkez Bankası tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan sene sonu enflasyon tahmininin % 58'den %65'e revize edilmesi, dezenflasyon sürecinin bu yıl zorlu bir mücadele ile geçeceği ve ''maliyet kontrolleri''nin üreten, ithal eden ve iç-dış ticaret tarafında ülke ekonomisini temsil eden bizler için hala öncelikli konu olacağı mesajını veriyor. Bunlara ilaveten enerji ve hammadde tarafında büyük ölçüde dışa bağımlı ülkemizdeki kur riskinin üstüne bir de vergiler tarafındaki zorlayıcı gelişmelerle, biz sanayicilerin 2023 son çeyreğinde sırtında taşıdığı yumurta küfesinin zorluğunu bir kat daha artıyor.

Önümüzdeki tablonun çok parlak olmadığı yönünde sektörümüzde genel kanaat olmasına karşın, temkinli ancak iyimser yaklaşımımızı da muhafaza etmeye devam etmemiz gerekiyor. Liberal ekonomilerde görülen dönemsel krizler, aynı zamanda gelişen pazarlarda doğru hamleleri yapan Türk Sanayicisi için bir fırsata da dönüşebilir. Kaldı ki Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nin bir sanayi ülkesi olmasını vasiyet arz eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ,silah arkadaşlarına ve ülkemizin bugünlere ulaşmasında emeği geçen kıymetli halkımıza tüm gücümüzle üreterek hizmet etmek ortak borcumuzdur.

Bu ayki kitap önerimde ise, son dönemde beğenerek okuduğum İlber Ortaylı'nın samimi ve bilimsel bir yaklaşımla kaleme aldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabını tüm okurlara bir başucu eseri olarak tavsiye ediyor, bu vesileyle sektörümüz ve ülkemizin refahı için birlikte emek verdiğimiz tüm dostlarımıza saygı ve selamlarımı sunuyorum.